Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bir kudsî hadîste Yüce Rabbinden naklen; gizlice infakta bulunan, teheccüde kalkan ve Allâh yolunda samîmiyetle gayret gösteren mü’minleri medhederek şöyle buyurmuştur:

ALLAH’IN SEVDİĞİ ÜÇ KİŞİ

“Üç kişi vardır, Allâh onları sever. Üç kişi de vardır ki, Allâh onlara buğzeder.

Allâh’ın sevdiği üç kişiye gelince:

(Birincisi:) Bir adam bir cemaate gelir, aralarındaki bir yakınlık sebebiyle değil de, sırf Allâh adına onlardan bir şeyler ister. İstediğini vermezler. Bu topluluktan biri yavaşça, kimseye hissettirmeden cemaatin arka tarafına kayar ve isteyen kimseye gizlice ihsanda bulunur. (Öyle gizli verir ki) onun verdiğini sâdece Allâh ile yardım ettiği kimse bilir.

(İkinciye gelince:) Bir cemaat yoldadır. Gece boyu yürürler. Derken (yorulurlar ve) uyku herşeyden kıymetli hâle gelir. Bir yerde konaklarlar. (Herkes uyur.) İçlerinden birisi kalkıp Bana karşı tevâzû ile tazarrûda bulunur, âyetlerimi okur.

(Üçüncüsü de şudur:) Bir kimse seriyyeye (askerî harekâta) katılmıştır. Düşmanla karşılaşır ve hezîmete uğrarlar. Ancak o ilerler, öldürülünceye veya muvaffak oluncaya kadar savaşmaya devâm eder.

ALLAH’IN SEVMEDİĞİ ÜÇ KİŞİ

Allâh’ın buğzettiği üç kişi ise: Zinâ eden ihtiyar, kibirli fakir ve zâlim zengindir.” (Tirmizî, Cennet, 25/2568; Nesâî, Zekât, 75)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları