İslâm Hukukunda Günümüz Vakıf Meseleleri
Prof.Dr.Vecdi AKYÜZ
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Vakıflar asıl itibariyle dinî bir kurumdur. Vâkıfın vakıf kurarken asıl amacı, Allah’a yaklaşmak (takarrub), vakfın sebep olduğu hayırlar sebebiyle Allah’ın rızasını kazanmaktır. İslâm’da servetin değeri kullanılmasına bağlıdır. Bu servet anlayışının sonucu olarak da hayır yapmak isteyen servet sahipleri, vakıfları bu yönde kullanmıştır. İslâm’da kişisel mutluluğun yanında toplumsal mutluluğun da önemli olması, müslümanların vakıf kurmalarında dinî bir sebep olarak görülebilir. Allah rızasını kazanmak için topluma din, eğitim ve kültür, şehircilik ve belediye, imar ve kalkınma, sosyal yardım ve dayanışma gibi hizmetlere yönelik kurulan vakıfların, geçmişte olduğu gibi günümüzde de pek çok sorunu vardır. Bu yazıda, bu sorunların sadece birkaçına değineceğiz.
1. Vakıf Mütevellîsi
Sözlükte “başkasının işini gören, dostluk gösteren, bakımını üstlenen” gibi anlamlar taşıyan “mütevellî” kelimesi terim olarak vakfiye şartları, şer’î hükümler ve mer’î mevzuat çerçevesinde vakfın işlerini idare etmek üzere görevlendirilen kimseyi ifade eder. Bu görev ve yetkiye “velâyet”; görevlendirmeye ise “tevliyet” denilmektedir. Osmanlı uygulamasında mütevellînin yaptığı iş için, çoğunlukla tevliyet kullanılırdı.[1]
Makalenin Tamamı İçin TIKLAYIN>>>