• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Hz. Peygamber ve Güven Toplumu

Hz. Peygamber ve Güven Toplumu

İman, mümin ve emniyet kavramları aynı kökten gelir. Mümin güvenen ve güvenilen demektir. Bugün, müminler arasında meydana gelen fitne ve tefrikanın dâhili ve harici olmak üzere başlıca iki sebebi vardır.

1. İnsanın/Müslümanın yaratılış amacını gerçekleştirme hususunda aksaklıklar göstermesidir.
Bu alanda
a) Adalet,
b) Eşitlik,
c) Özgürlük,
d) Dürüstlük gibi erdemlere tavukkarası kesilmektir.

2. İslam toplumu üzerinde oluşturulmak istenen mühendislik faaliyetleridir. Güven, fıtri bir duygudur. Mümin, güvenilen ve güven verendir. Çift taraflı anlamı bakımından bireysel ve toplumsal boyutu olan bir duygudur. Güvenin sözlük anlamı: korku, çekinme, kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusudur. İtimattır. İnsanın daima güven arayışı fıtri bir meseledir. Son derece güvenli olan ana rahminden dünyaya gözlerini açan insan ilk güvenli alan olarak ana kucağını bulur.
Ebeveynin doğal olarak sağladığı güven ortamı belli bir süre sonra yerini yakın çevresine devreder. Etkileşim içinde olduğu sosyal çevre ile sürekli güven ortamı arayışı devam eder. Çocukluk safhasında edindiği güven ya da güvensizlik duygusu Allaha inancını belirler.

Fitne Savaştan Beterdir
Fitne, hem şiddet üretmekte hem de gönüllerin parçalanması ile birliğin bozulmasına sebep olmaktadır.
İslam âlemini saran kötülükler, İslam'ın güzelliklerini maalesef gölgede bırakmaktadır. Yanlış "dinî akımlar" ve "dini istismar" eden hareketler cinayetten beter zararlar vermektedir. Fitne savaştan beterdir.

Fitne tarih boyunca Müslümanların imtihanı olmuştur
Tarih boyunca fitne Müslümanların imtihanı olmuştur. Nitekim Rasul-i Ekrem'in (s.a.s.) Medine'sinde Müslümanlar, birlik ve beraberliği yok etmeye, huzur ve asayişi ortadan kaldırmaya yönelik her girişimi fitne olarak değerlendirmişlerdir. Nifak hareketlerinin odağı hâline gelen Mescid-i Dırar'ın yıkılması bundandır. Her mümin, fitnenin ortadan kaldırılması ve dinin sadece Allah'a has kılınması için çalışmalıdır. Kardeşlik ahlakı ve hukuku her Müslümanın tesis etmesi gereken sorumluluktur.

Güven Ortamının Temel Gıdası Doğruluktur.

1. Sadıklarla Beraber Olacaksın:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَالصَّادِقِينَ
"Ey inananlar! Allahtan sakının ve doğrularla beraber olun" (Tevbe,9/119)
Ayette geçen: "اتَّقُواْ اللّهَ"

Bu emir bize; iki şey söyler
a. Dünyada ve ahirette insana zarar verebilecek olan şirk, küfür, nifak, içki kumar, zina, hırsızlık, yalan, yalancı şahitlik, insan öldürme ve ibadetleri terk etme gibi her türlü günah, kötülük ve zulüm olan söz, fiil ve davranışları terk etmeyi emreder.

b. Allah'ın rızası, sevgi ve merhametini kaybetmemek ve O'nun azabından sakınmak için tedbir almamızı emretmektedir.

"وَكُونُواْ مَعَالصَّادِقِينَ " :
Bu Emir; düşünce, söz ve davranışlarda doğru olmamızın yeterli olmadığını, ayrıca dürüst ve iyi insanlarla birlikte olmamızı, iyilerle doğrularla oturup kalkmamızı, onlarla hemhal olmamızı, yalandan, sahtekârlıktan uzak durmamızı, kötü ve yalancı insanlarla birlikte olmamamızı istemektedir.

2. Dürüstlüğünü Kaybetmiş Olanlardan Uzak Duracaksın
وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِه۪ۜ وَاِمَّا يُنْسِيَنَّكَ الشَّيْطَانُ فَلَا تَقْعُدْ بَعْدَ الذِّكْرٰى مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ
"Âyetlerimiz hakkında dedikoduya dalanları gördüğün vakit başka bir söze dalıncaya kadar onlardan yüz çevir, uzaklaş. Şayet şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra (kalk), o zalimler grubu ile beraber oturma." Enam, 68.

وَقَدْ نَزَّلَ عَلَيْكُمْ فِي الْكِتَابِ اَنْ اِذَا سَمِعْتُمْ اٰيَاتِ اللّٰهِ يُكْفَرُ بِهَا وَيُسْتَهْزَاُ بِهَا فَلَا تَقْعُدُوا مَعَهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِه۪ۘ اِنَّكُمْ اِذاً مِثْلُهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ جَامِـعُ الْمُنَافِق۪ينَ وَالْكَافِر۪ينَ ف۪ي جَهَنَّمَ جَم۪يعاًۙ
"Oysa Allah size Kitapta (Kur'an'da) "Allah'ın âyetlerinin inkar edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, onlarla oturmayın, aksi halde siz de onlar gibi olursunuz" diye hüküm indirmiştir. Şüphesiz Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır." Nisa, 140.

3. Konuştuğunda Doğru Konuşacaksın
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَقُولُوا قَوْلاً سَد۪يداًۙ ﴿٧٠﴾ يُصْلِحْ لَكُمْ اَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْۜ وَمَنْ يُطِـعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزاً عَظ۪يماً
"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resülüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır." Ahzap, 70-71.

Örnek Hadisler
- Ya hayır konuş ya da sus
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أوْ لِيَصْمُتْ
Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun. Buhârî, Edeb, 31, 85.
- İnancın ve Samimiyetin Göstergesi: Doğruluktur.
ـ وَعَنْ سُفيَان بن عبداللّه الثقَفِى رَضِىَ اللّهُ عَنْه قَالَ ]قُلْتُ: يَا رسُولَ اللّهِ قُلْ لِى في اﻹﺴْﻼمِ قَوًْﻻ ﻻ أسألُ عنهُ أحداً بعدَكَ. قَالَ قلْ: آمَنتُ بِاللّهِ تَعَالى ثم استقِمْ.

Ashâb-ı kirâmdan Süfyân ibni Abdullah es-Sekafî bir gün Peygamberimize gelerek:
- Yâ Resûlallah! Bana müslümanlığı öyle tarif et ki, onu artık bir başkasına sorma ihtiyacını duymayayım, dedi. Peygamberimiz, ona:
-Allah'a inandım de, sonra da dosdoğru ol, buyurdu. Müslim, Îman, 62.


- Bizi Aldatan Bizden Değildir.
مَنْ غَشَّنَا فَلَيْسَ مِنَّا " Bizi aldatan bizden değildir." Müslim, İman,45.

- Peygamberimiz Altı Konuda Söz İstiyor:
اضمنوا لي ستّاً من أنفسكم أضمن لكم
الجنة: اصدُقُوا إذا حدَّثتم، وأوفوا إذا وعدتم، وأدوا إذا ائتُمِنْتُم، واحفظوا فروجكم، وغضُّوا أبصاركم، وكفوا أيديكم"

"Bana altı konuda söz veriniz ben de size cenneti kefil olayım:
1. Konuştuğunuzda doğru söyleyiniz.
2. Söz verdiğinizde yerine getiriniz.
3. Size emanet olunduğunda, muhafaza ediniz, (güven duyulduğunda güvene lâyık olunuz.)
4. İffetli ve namuslu olunuz, zina etmeyiniz.
5. Bakmaya, görmeye hakkınız olmayan şeylere gözlerinizi kapatınız.
6. Elinizi (haramdan uzak) tutunuz, (haram yemeyiniz, yedirtmeyiniz,
kimseye zarar vermeyiniz.) Ahmed, V, 323, s. 39.

Dürüstlük İhmal Edilemez/Vaz Geçilemez
Dürüstlük, tıpkı namaz gibidir. Namazsızlığın mazereti yoktur. Dürüstsüzlüğün de!

Kıldığımız namazların her rekâtında:
اهدِنَــــا الصِّرَاطَ المُستَقِيم َ"
"Bizi dosdoğru yola ilet!"

Doğru yolun yolcuları şunlardır.
وَمَنْ يُطِـعِ اللّٰهَ وَالرَّسُولَ فَاُو۬لٰٓئِكَ مَعَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيّ۪نَ وَالصِّدّ۪يق۪ينَ وَالشُّهَدَٓاءِ وَالصَّالِح۪ينَۚ وَحَسُنَ اُو۬لٰٓئِكَ رَف۪يقاًۜ
"Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır." Nisa, 69.

Dürüstlük İnsan Olmanın Gereğidir.
Allah-u Tealâ şöyle buyurur:
وَيْلٌ لِّلْمُطَفِّفِينَ الَّذِينَ إِذَا اكْتَالُواْ عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ
وَإِذَا كَالُوهُمْ أَو وَّزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ
" Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay haline! Onlar insanlardan bir şey ölçüp aldıkları zaman ölçüyü tam yaparlar. Kendileri onlara bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik yaparlar." Mutaffifin,83/1-3.


Doğruluk, Allah'ın Sıfatlarındandır.
" ... قُلْ صَدَقَ اللّهُ ..."
"De ki: Allah doğru söylemiştir..." (Al-i İmran,3/95)
اللّهُ لا إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ لَيَجْمَعَنَّكُمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لاَ رَيْبَ فِيهِوَمَنْ أَصْدَقُ مِنَ اللّهِ حَدِيثًا
"Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Andolsun sizi kıyamet gününde mutlaka bir araya toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. Kimdir sözü Allah'ınkinden daha doğru olan?" (Nisa: 4/87)

Doğrulukta Peygamberler'in Sıfatlarındandır.
وَاذْكُرْفِي الْكِتَابِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّهُ كَانَ صِدِّيقًا نَّبِيًّا
"Kitapta İbrahim'i de an. Gerçekten o, son derece dürüst bir kimse, bir peygamber idi." (Meryem,19/41) buyurmuştur.

Muhammedü'l-Emin idi:
Mekkelileri Kubeys Tepesi'ne çağırdığında: "Şâyet ben sizlere şu tepenin ardında, şehri istila etmek isteyen bir düşman ordusu gelip karargâh kurmuş desem, bana inanır mısınız?" diye sordu. Onlar: "Sen asla yalan söylemezsin. Senin söyleyeceğin her şeye inanırız." dediler. Bunu söyleyenler arasında Ebu Leheb ve Ebu Cehil bile vardı.[3]

Hz. Hatice Teselli Ederken
İlk vahyin gelişi onu endişelendirdi: Hz. Hatice'ye üstünü iyice örtmesini söyledi. Tirtir titriyordu. Heyecanı hafifleyince sevgili hayat arkadaşına duyduğu endişeleri anlattı:

فَوَاللّهِ مَا يُخْزِيكَ اللّهُ أبَداً، إنَّكَ لَتَصِلُ الرَّحِمَ، وَتَصْدُقُ الْحَدِيثَ، وَتَحْمِلُ الْكَلَّ، وَتُكْسِبُ الْمَعْدُومَ، وَتَقْرِي الضَّيْفَ، وتعين عَلى نَوَائِبِ الْحَقِّ،

"- Allah'a yemin ederim ki, O seni hiçbir zaman utandırmaz. Çünkü sen akrabanı koruyup gözetirsin. Konuştuğun zaman dosdoğru konuşursun. İşini görmekten âciz olanlara yardım edersin. Fakirlerin elinden tutarsın. Misafiri ağırlarsın. Haksızlığa uğrayan kimselere arka çıkarsın." Müslim, İman 252, (160)

Kişi Hangi Yolu Seçerse O Yolun Yolcusu Olur
قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إِلَى الْبِرِّ، وَإِنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إِلَى الْجَنَّةِ، وَإِنَّ الرَّجُلُ لَيَصْدُقُ، وَيَتَحَرَّى الصِّدْقَ حَتَّى يِكْتَبَ عِنْدَ اللّهِ صِدِّيقَا، وَإِنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إِلَى الْفُجُورِ، وَإِنَّ الْفُجُورِ يَهْدِي إِلَى النَّارِ، وَإِنَّ الرَّجُلُ لَيَكْذِبَ وَيَتَحَرَّى الْكَذِبَ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللّهِ كَذَّابَا.
"Resulullah (s.a.s): "Doğruluk insanı birr'e götürür, birr de cennete götürür. Kişi, doğru söyler ve doğruyu ararsa Allah'ın indinde Sıddık diye kaydedilir. Yalan da kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ve yalanı araştırır da sonunda Allah'ın indinde yalancı diye kaydedilir." Buharî, Edeb 69.

Şöyle ki:
Güven toplumunun üç önemli anahtarı vardır:
1. İman; güveni ifade eder. Dinin inanç alanına denk düşer.
2. İslam; teslimiyet, barış ve kurtuluşu ifade eder. Dinin ibadet alanına denk düşer.
3. İhsan; iyilik ve güzelliği ifade eder. Dinin ahlak ve estetik alanına denk düşer. Kişinin emin ve toplumun güven toplumu olmasında ihsan kavramı kilit rol oynar.

İhsanın Dört Boyutu

1.İşin En İyisini Yapmak
اَلَّذ۪ي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيٰوةَ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلاًۜ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْغَفُورُۙ
"O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır." Mülk:2

2.Estedik Olarak En Güzelini Yapmak
فَتَبَارَكَ اللّٰهُ اَحْسَنُ الْخَالِق۪ينَۜ
"Yapıp-yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir." Müminun, 14
صِبْغَةَ اللّٰهِۚ وَمَنْ اَحْسَنُ مِنَ اللّٰهِ صِبْغَةًۘ وَنَحْنُ لَهُ عَابِدُونَ
"Allah'ın boyası. Allah'tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O'na kulluk ederiz (deyin)". Bakara:138

3.Ekonomik Olarak En Faydalısını Yapmak
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ اِلَّٓا اَنْ تَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِنْكُمْ وَلَا تَقْتُلُٓوا اَنْفُسَكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِكُمْ رَح۪يماً
"Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir." Nisa:29.
İlahi murakabe (gözetim) altında helal ve harama dikkat ederek meşru yollarla en verimli ekonomik faaliyette bulunmak en çokta mümine yakışan vasıftır.

4.Bilgi Olarak En Doğrusunu Amaç Edinmesidir.
هَٓا اَنْتُمْ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ حَاجَجْتُمْ ف۪يمَا لَكُمْ بِه۪ عِلْمٌ فَلِمَ تُحَٓاجُّونَ ف۪يمَا لَيْسَ لَكُمْ بِه۪ عِلْمٌۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
"İşte siz böyle kimselersiniz! Hadi hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız; fakat bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysaki Allah, her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz." Al-i İmran, 66.
وَالَّذ۪ينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَۙ
"Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler" Müminun, 3.
وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌۜ اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤٰادَ كُلُّ اُو۬لٰٓئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُ۫لاً
"Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur." İsra, 36.

Sonuç:
İhsan Sahiplerinin Yaptıkları Zayi Edilmez
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُواالصَّالِحَاتِ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجْرَ مَنْ أَحْسَنَ عَمَلاً:
"Gerçek şu ki, iman edip salih ameller işleyenlere gelince, elbette biz ameli en güzel, en iyi yapanların ecrini zayi etmeyiz." Kehf, 30.

Hazırlayan: Talip AKBAŞ / Vaiz

Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi22
Bugün Toplam1827
Toplam Ziyaret4728394
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI