• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Abdurrahman AKBAŞ
a.akbas25@hotmail.com
İRTİFA YOZLAŞMASI
03/10/2018

Bu yazıda hiçbir tüzel ya da gerçek kişi itham edilmemektedir. Bu yazı, nefsinin telkinlerine direnenlerin haklılıklarını teyid içindir. Çünkü "nefis, aşırı derecede kötülüğü emreder." (Yusuf, 12/53)
.....

Hz. Peygamber (sav), bir gün kendisinden yöneticilik görevi (emirlik) isteyen Abdurrahman b. Semura'ya şu nasihati yapar:
"Abdurrahman, sen yöneticilik isteme. Çünkü böyle bir görevi isteyerek alırsan onunla baş başa bırakılırsın, ama sana istemeden verilirse Allah'ın desteğini bulursun." (Buhârî, Ahkâm 5, Eymân 1, Keffârât 10; Müslim, Eymân 19, İmâre 13.)

Bu hadisten hareketle geliştirilen bir söylem var: Görev istenmez verilir. Halbuki bu olay, görev istemenin cevazı hakkında bir hüküm içermez... 

Esasen, görev talep etmenin meşruiyetini Hz. Yusuf kıssasında yer alan bir olay ortaya koymaktadır. Kur'an'da Hz. Yusuf'un Mısır kralından şöyle bir talepte bulunduğu beyan edilir: 

"Beni ülkenin hazinelerinin başına koy. Çünkü ben emaneti çok iyi korurum ve işi çok iyi bilirim." (12/55).

Bu olay, ehil kişilerin, görev talebinde bulunmasının önünde dinen bir mani olmadığını gösterir. Ehliyetin ölçüsü ise, emaneti muhafaza edebilmek ve görevin gerektirdiği ilme vâkıf olmaktır. O kalde Hz. Peygamber'in Abdurrahman b. Semure'ye verdiği cevabın genel geçer bir ilke değil, kişiye özgü bir tavsiye olduğu düşünülebilir. İhtimaldir ki Abdurrahman b. Semure, istediği görev için en liyakatli kişi olmadığından Allah resulü böyle bir tepki verdi. (Faruk Beşer)

Bu hadis, önemli bir sosyo-psikolojik tutuma da dikkat çeker. O da; kişinin, taleple elde etmekten ziyade teveccühle tevdi edilen görevlerde maddi-manevi desteğe mazhar olacağıdır. Toplumsal açıdan da bu böyledir. Bu olgu, izaha hacet bırakmayacak kadar açık ve herkesce mücerrebdir.

İslam'ın öngördüğü çalışma ve yönetim hiyerarşisinde konum belirleyici olan en temel faktör ehliyettir. Herhangi bir görev, ister talep edilerek elde edilmiş olsun isterse ümeranın teveccühüyle tevdi edilmiş olsun durum değişmez. Görev mesuliyeti, mesul olanın ehil olmasını zorunlu kılar. Ehliyeti belirleyen şartlar ise şunlardır:

1- Emanet: Güvenilir olmak ve verilen görevi muhafaza etmek.

2- Liyakat: Verilen görevin gerektirdiği ilme ve donanıma sahip olmak.

3- Hakkaniyet: Görevi hak etmek ve adil bir şekilde ifa etmek.

Bu üç şart, görev adamı olmanın olmazsa olmazıdır.

Bu ilkelerin kıymet erozyonuna uğradığı zamanlarda adalet, liyakat ve hakkaniyet hususunda ciddi yozlaşma yaşanır. Nizam bozulur. Toplumsal birlik çatırdar. Huzur ortadan kalkar. İltimas yaygınlaşır. Karanlık ilişkiler, örümcek ağı misali sarar her yanı. Adam kayırmalar... İnsan harcamalar... İmtiyazlı insanlar türer. Tutanın elinde kalır tüm nimetler...

Adına "referans" denilerek meşrulaştırılan sihirli bir anahtar elden ele dolaşır. Ve her kapıyı açar sahibine, meşruiyetini sorgulanmaksızın.. Maymuncuk tipli adamlar(!) şöhret bulur, her kapıyı açmakla.. Makam-mevki elde etmek için çırpınanlar belirir piyasada, itibarlı (maymuncuk) zevâtın kapısını aşındıran... Birileri kabaran iştahına gem vuramaz, sonra maymunlaşır. En masum olanlar bile, yüzüne kapatılan kapıları açmak için böyle bir maymuncuk bulma telaşıyla bitâb düşer.. Çünkü bu yola ayak uyduramayanlar, en tabi haklarına bile ulaşmaktan mahrum kalır.  Mağduriyetler ayyuka çıkar. Zulümler yaşanır. Mazlumlar göz yaşı döker, hüzünlü bir öfkeyle... Böyle zamanlarda yaşamak ızdırap verir insana.. 

Sürdürülebilir bir durum değildir bu. Bu cendereye düşmemek için direnmek gerekir. Ama düzelmesi için kenarda durup "neme lazım" demek de olmaz. Bu davranış ve anlayışı alabildiğine tahkir etmek gerekir, her ortamda. Gözden düşürmek, daha fazla maşrulaşmadan..

Yoksa her bir değer, acımasız çarkları arasında öğütülür, bu bozuk düzenin. Birileri böyle böyle geçer köprüleri... Sonra dönerli koltuğuna yaslanıp, şükür naraları savurur sağa sola.. Sanki bileğinin hakkıyla elde etmişçesine.. Sonra, iltimasla aldığı ve imtiyazla tahkim ettiği mevkisini, Allah'ın bir lütfu olarak takdim eder, sıkılmadan... Terfi etmenin kıvancını yaşar kendince, düşman çatlatırcasına, utanmadan...

Halbuki bu bir irtifa değil, inkisardır. Adaletin ve hakkaniyetin inkisarı.. Bilmez değil aslında, iltimasla liyakatli kimseleri saf dışı bırakmanın kul hakkına tecavüz olduğunu... Yahut -hakkaniyeti hiçe sayarak- iltimasla yakınlara görev vermenin, emanete hıyanet olduğunu...

Dinince yaşamayanları, yaşadığının hak olduğuna nasıl da ikna ediyor dünya? Peşin olanın câzibesi nasıl da başını döndürüyor insanın!?

İnsan zâlim... Her engeli iltimasla geçer de "hak ve hakkaniyet" söylemleri ancak köprüleri geçince pelesenk olur diline... 

İnsan câhil... Batıl yollarla bir başkasının hakkını yer de bilmez ki ateştir, karnına doldurduğu...  

İltimasla varılan yeri Allah'tan bir lütuf bilmek ne hazin!.. Oysa lütuf değil zulümdür bu. Yapana da yaptırana da.. Devlete de millete de...

Allah kuluna zulmetmez.  Zulüm olanı lütfetmez. Zulmedeni de affetmez. 

Allah, adaleti ve liyâkati emreder.

Kör ve sağır kesilmeyenlere...

"Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir." (Nisa, 4/58)

"Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt verir." ( Nisa, 16/90)

.........

"Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamiyle Allah'ındır..." (Fatır, 35/10)

Bütün izzet ve şerefi Allah'ın dininde bulanlardan olmak ümidiyle..

Selam ve dua...



1772 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KADİR GECESİ BİR BAŞLANGIÇTIR - 08/05/2021
Kadir Gecesi Bir Başlangıçtır
NAMAZIN RUHU: ALLAH'I ANMAK - 25/05/2020
Namazla alakalı üzerinde önemle durulan husus, şeklinden ziyade anlam ve ruhuyla alakalıdır. Bu bağlamda namazın, insanın bireysel ve sosyal hayatındaki potansiyel etkisine ve anlamına işaret eden ayetler üzerinde tefekkür etmek elzemdir.
NAMAZ BİR LÜTUFTUR - 21/05/2020
İslam’da ibadet denince akla ilk gelen, dış görünüşü itibariyle bir takım şekil, zikir ve kıraatten ibaret fakat gerçek mahiyeti, Yaratıcı kudret karşısında derin bir huşu ve içten bir münacat olan namaz ibadetidir.
İLETİŞİM ÇAĞINDA BİLGİNİN YÖNETİMİ: DİJİTAL YAYINCILIK - 23/02/2020
Genç kuşakların ve özellikle ilk oyuncakları elektronik cihazlar olan günümüz çocuklarının hayat tasavvurları, istikametleri ve istikballeri, onların ellerinden düşürmedikleri akıllı cihazlarında yer alabilenler tarafından belirlenecektir..
İNSAN, ŞEYLERİN NESİ OLUR? - 04/01/2020
“İnsan nedir?” sorusuna dair en temel yargının, “İnsan şeydir.” önermesi olduğunu düşünüyorum. Bu önerme, her ne kadar ağyârını mâni olmasa da efrâdını câmi bir tanımdır. Zira insan, ontolojik bakımdan bir “şey”dir.
ERDEMLİ HAYATIN SACAYAĞI ÜÇ ORGAN - 21/09/2019
İnsan bedeninde hayatî öneme sahip üç organ var ki bunlar, onun sadece yaşamasını değil, hayatının kalitesini de tayin eder. Birbirleriyle sıkı etkileşim içinde olan bu organlar, ancak birlikte sıhhatli olursa insanın sağlık ve izzetine vesile olur
EN BÜYÜK GÜVENCE - 19/06/2019
Çocukluğumuzun güvencesi insanlar vardı hayatımızda. Şimdi büyüdük ve güvencesi olduk çocuklarımızın. Ne var ki büyüse de bir güvence arıyor insan. Hem güven kadar neye ihtiyaç duyurulur ki?
KELİMELER ELE VERİR - 13/06/2019
Herhangi bir meramı anlatmak için kullanılan kelimelerin, muhatabı bilinçaltı gerçeklere ulaştıracak kodlar barındırdığı üzerinde bir tedebbür denemesi... Kelimelerimiz, kimliğimizdir.
ÇOCUKLARIMI NASIL TERBİYE ETMELİYİM? - 08/06/2019
Çocuk terbiyesi, günümüzde her ne kadar eğitim-öğretim (talim-terbiye) misyonuyla okullara (öğretmenlere) yüklenmiş gibi görünse de bu iş aslen ebeveynin görevidir. İşte "Ne olmalıyım?" sorusuna İslamî perspektiften birkaç cevap:
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi9
Bugün Toplam305
Toplam Ziyaret4760266
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI