• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Nail ÇAM
nailcam09@hotmail.com
Çocuk ve Câmi
05/06/2017

İbn Mâce'de, Vâsile b. el-Eska'dan rivâyet edilen: "جنبوا مساجدكم صبيانكم و مجانينكم: Çocuklarınızı ve delilerinizi mescitlerden uzaklaştırın" anlamında bir hadîs bulunmaktadır. Bu rivâyetin, Beyhâkî ve Taberânî'de başka tarîkleri de bulunmaktadır.

Bu rivâyetten istidlâlde bulunan bazı âlimler, gürültü yapacağı, câmi huzurunu bozacağı ve câmiyi pisleteceği gibi gerekçelerle, çocukların câmilere gelmesini mekrûh görmüşlerdir.

Hâlbûki;
1. Adı geçen rivâyet, zayıftır. Bu nedenle, bununla istidlâlde bulunulamaz. Bezzâr ve Abdülhak el-İşbîlî, bu rivâyetin aslının olmadığını söylerken; Hâfız ibn Hacer, İbn Cevzî, Münzîrî, Heysemî ve başkaları da zayıf olduğunu söylemişlerdir.

2. Bu rivâyet, senet yönünden sahîh olsaydı bile yine bununla amel edilmezdi. Çünkü: Eğer sözlü rivâyet ile fiilî uygulama çatışırsa, fiilî uygulama tercîh edilir.

Bu konudaki Hz. Peygamberin fiili uygulamalarından bazılarına yer verelim:

a) Şeddâd, rivâyet etmiştir: "Öğle veya ikindi namazını kıldırmak için sırtında Hasan veya Hüseyin olduğu halde Hz peygamber, mescide çıktı. Çocuğu, ayakları dibine koyarak tekbîr alıp namaza başladı. Uzun bir secde yaptı. İnsanların arasından kafamı kaldırıp baktım ki çocuk, Nebînin sırtında. Hemen, secdeye döndüm. Rasûlullah namazı bitirince, insanlar: 'yâ Rasulullah, secdeyi uzattın; bir şey oldu veya vahiy geldi zannettik' dediler. Hz peygamber, 'her zaman böyle olmaz. Oğlum beni, binek edinip yolculuğa çıkardı. İşini bitirinceye kadar acele ettirmeyi uygun görmedim." dedi. (Nesâî ve Hâkim; Hâkim ve Zehebî bu rivâyeti sahîhlemiştir.)

b) Abdullah b. Bureyde, babasından rivâyet etmiştir: "Rasûlullah, bize hutbe îrâd ediyordu. Hasan ve Hüseyin, üzerlerinde kırmızı gömlek olduğu halde geldiler. Düşüyor ve kalkıyorlardı. Rasulullah, minberden indi; onları alıp minbere çıkardı ve şöyle buyurdu: 'Allah, mallarınız ve evlatlarınız fitnedir' âyeti ile doğruyu söyledi. Bu ikisini gördüm ve sabredemedim. Bundan sonra hutbeye başladı." (Ebû Dâvûd)

c) Rasûlullah, namaz kılıyordu. Hasan ve Hüseyin, sırtına sıçradı. İnsanlar, çocukları men etmek istediler. Rasûlullah, 'bırakın onları' diye işârette bulundu. Namazı bitirince onları, kucağına aldı. (İbn Huzeyme)

d)  Ebû Katâde, rivâyet etmiştir: "Umâme binti'l-Âs'ı (Rasûlullahın kızı Zeynep'in kızını), Rasûlullahın omuzunda gördüm. Rukû' edince, onu yere koyuyordu; secdeden kalkarken de omuzuna tekrar koyuyordu." (Buhârî, Müslim ve Nesâî)

e) Rasûlullah, çocuk ağlaması sesi duyunca, -anasının duyacağı sıkıntıyı düşünerek- namazı kısa tutuyordu. (Bu manadaki hadisler, Buhâri, Müslim ve Ahmed b. Hanbel'de mevcuttur.)

ÇOCUKLARIN CÂMİYE GELMESİ MEVZÛUNDAKİ GÖRÜŞLER

A) Cevâza ve Adem-i Cevâza Hükmedenler

I. Grup

Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî fakîhlerinin çoğu, mümeyyiz olmayan çocukların mescitlerden men edilmesi ve mescitlere getirilmemesi görüşündedir. (Menhul Celîl, 16/423; el-İnsâf, 1/395; Havâşî'ş-Şirvânî, 2/168)

Bazıları ise çocukların camiye getirilmesine 2 şartla cevâz vermişlerdir.

a) Adem-i abes (Camide gereksiz davranışlarda bulunmamaları)

b) Gereksiz davranışlarda bulunduğu zaman uyarıldığında söz dinler olmaları (Müdevvene, 1/252; Mevâhibu'l-Celîl, 5/49)

II. Grup

Bazı âlimler de çocukların câmiye getirilmesinin cevâzı doğrultusunda görüş belirtmişlerdir.

Bunlar der ki: Düşe kalka yürüyen çocuk bile olsa, çocukların câmiye getirilmesi câizdir. İmam Nesâi, Bedruddin el-Aynî (Elbânî, es-Simaru'l-Mustetâb, 1/756-757); İbn Receb (Fethu'l-Bâri, 3/277); Nevevî (Şerhu Sahîhi Müslim, 2/218); İbn Hacer (Fethu'l-Bâri, 2/276) Şevkânî (Neylu'l-Evtâr, 3/128-129) ve Elbânî (es-Simaru'l-Mustetâb, 1/756-757) bu görüşte olanlardandır.

B) Birinci Gruptakilerin Delilleri ve Delillerin Münakaşası 

* "Çocuklarınızı ve delilerinizi mescitlerden uzak tutun....." hadisi bu gruptakilerin esas aldığı delîldir.

Bu delîl, nübüvvet zamanında çocukların mecside girdirilmesinin cevâzını ifâde eden uygulamaya muhâliftir.

Âlimlerin bu hadis hakkında zayıf, aslı yok (mevzû) gibi değerlendirmelerde bulunduklarını ifâde etmiştik.

C) İkinci Gruptakilerin Delîlleri ve Delîllerin Münakaşası

Bu gruptakiler, Hz peygamberin zikrettiğimiz uygulamalarını delîl olarak almışlardır.

Burada daha önce yer vermediğimiz Hz. Âişe hadîsini de görelim: "Rasûlullah, yatsı namazını gecenin geç vaktine ertelemişti. Hz. Ömer dedi ki: 'Ya rasûlallah, mescitte bekleyen kadınlar ve çocuklar uyudu.' Rasûlullah hemen çıktı ve mescitte bekleyenlere: 'Yeryüzü halkından sizden başka kimse bu namazı bu saatte kılmak için beklemedi.'"(Buhârî, Müslim)

Bu delîller, çocuklar düşe kalka yürüyecek kadar küçük olsalar ve ağlama, koşuşturma gibi eylemlerle huzuru bozacak olsalar bile onların mescide gelmelerinin cevâzına delâlet eder. Çünkü Hz. Peygamber bu tür davranışları ikrâr etmiş ve kötü görmemiştir. Hatta imamlara, ana-babasının çocuğun yaramazlığından sıkılmaması için, kıraati kısa tutun tavsiyesinde bulunmuştur.

Bunun hikmeti: çocukların tâate, cemaatte hazır bulunmaya alışması; mescitlerde zikri, kuran kıraatini, tekbîri ve tahmîdi işiterek farkına varmadan ruhlarında ömür boyu sürecek güçlü bir etki oluşturmaktır, denebilir. Zira psikoloji ilmi, beşikte bile olsa çocuklukta duyulan ve görülen şeylerin etkisinin ömür boyu devam ettiğini teyid etmektedir.

Bu etki mümeyyiz ve bâliğ çocuklarda daha açık bir şekilde görülecektir. Bu yaşlardaki çocuklarda cami adabına uymayan davranışlar görülürse velîlerinin veya camide bulunan görevli ve cemaatin uygun bir şekilde te'dîpte bulunması gerekir.

D) Tercîh

Sunulan delîller ve münakaşalardan sonra tercîhe şayân olan:  istidlâlde bulunulan delillerin kuvveti ve muhaliflerinin delîllerinin zayıflığından dolayı, çocukların mescîde girebileceği doğrultusundaki görüştür.

Câmi görevlilerine, câmi derneği yöneticilerine ve cemaate düşen görev: çocuklara nasihat ve güzel öğütte bulunarak eğitmek, onlara merhametli davranmak ve asla kaba davranmamak olmalıdır.

Bu çerçevede olmak üzere;

1) Çocukların yetişkinler arasına alınması ve iki çocuğun yanyana namaza durmaması sağlanmalıdır.

Şayet böyle değil de çocuklar bir safta toplanırlarsa yaşları gereği cami adabına uymayan davranışlarda bulunacaklardır.

Not: Saflar arasına serpiştirilmiş olan çocuklar, saftan çıkıp giderse boşalttığı yeri, yanında bulunanlar sağa sola kayarak dolduracaktır.

2) Çocuk ilk safta durmuş ise oradan çıkarılıp arka saflara itilmemelidir.

İbn Ömer'in rivâyet ettiği hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Bir kişi, başka bir kişiyi oturmuş olduğu yerden kaldırıp oraya kendisi oturmasın." (Buhârî, Müslim)

Çünkü böyle bir davranış: çocuğun hakkına saldırıdır, onun kalbini kırmaktır, namazdan nefret ettirmektir ve de kalbinde kin ve nefret oluşturmaktır.

"Hiçbir müslümanın geçmediği yere geçen kimse, oraya daha lâyıktır." (Ebû Dâvûd)

"Bana, ihtilâm olanlarınız ve akıllı olanlarınız yakın olsun" (Müslim) hadisi, bâliğ ve akıllıları öne geçmeye teşvîk etmek içindir. Eğer Hz. Peygamber, 'bana sadece ihtilâm olanlarınız ve akıllılarınız yakın olsun' buyursaydı, böyle olmayanlar öne geçmekten nehyedilmiş olurdu.

3) Çocukların birinci saftan veya imamın arkasından çıkarılmasının gerektiğini söyleyenlerin sağlam bir delîli  yoktur veya nâdiren karşılaşılabilecek bir durumda istihlâfı bahane etmek doğru değildir. Zira itibâr, geneledir; nâdire değil.

Kaldı ki çocuk, eğer Kur'an'ı usûlüne uygun okuyabiliyorsa cemaate imam olabilir.

Amr b. Seleme el-Cürmî, 7 yaşında olmasına rağmen Kur'ân'ı kabîlesi içinde en iyi okuyan zekî bir çocuktu. "Size, Kur'anı en çok bilen imamlık yapsın" hadîsini işiten kabîlesi onu namaz kıldırması için öne sürmüştür. (Buhârî)

Bu çocuğun üzerinde kısa bir eteği vardı. Bir gün bu çocuk, kabîlesine namaz kıldırırken secde edince etek yukarıya çıktığı için avret mahalli açılmıştı. Bunu gören bir kadın: "Kârîinizin dübürünü örtün" demiştir. Bundan sonra o çocuğa, yeni bir elbise almışlar ve bu çocuk bunun üzerine şöyle demiştir: "Müslüman olmamdan sonra, bu elbiseden dolayı sevindiğim gibi hiç sevinmedim."



2580 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

NAMAZ KIRAATİNDE TEKNOLOJİK CİHAZ KULLANMAK - 10/12/2020
Farz ve nafile namazlarda yazılı bir metinden, cep telefonundan, PC’den vs. okuyuşta bulunmak câiz midir? Sorusuna cevap bulunabilecek bir yazı.
NİÇİN KULLUKTA BULUNMALIYIZ? - 22/07/2020
Allahın cenneti ve cehennemi olmasa veya farz-ı muhal asiler cennete, itaatkârlar cehenneme girecek olsaydı bile, Allah ibadete layık olduğu için ibadet edebilmektir kulluk.
GENÇ KUŞAKLARI KENDİ EMEKLERİMİZLE HELÂK ETMEYELİM - 13/05/2020
Önce iman! Eyleme sevketme düşüncesi ile yaptığımız işler imansızlığa götürmesin gençlerimizi. Yanlış taktik neticede bizi, imansızlık ve inançsızlık için çaba sarfedenlerle aynı ligde top koşturuyor olmak gibi bir duruma sokabilir.
ALLAH’TAN KORKULUR MU? - 04/05/2020
Korkunç, çirkin, zararlı, şerli ve kötü olan şeyden korkulur. Türkçede kullandığımız şekliyle korkuyu bu gibi etkenler doğurur. Havfullah, haşyetullah ve takvallah korkuyla ne kadar ve nasıl ilintilidir?
İKİ ASLI, EKİNİ VE NESLİ HELAK ETMEK - 27/04/2020
Bakara 205. Âyet... Bir zihniyetin portresi..
CUMA MÜSTAKİL BİR NAMAZ MIDIR? - 20/03/2020
Eski ulemamızın bahis mevzuu yaptığı; fakat günümüzde sorgulanmadığı, gündem yapılmadığı ve dillendirilip yazılmadığı için pek bilinmeyen esaslı bir mevzuuyu ele alıp değerlendirmeyi size bıraktık.
İNSANIN İNSANA SECDE ETMESİ - 10/03/2020
Açıklanmaya ve izaha muhtaç olan bir rivayetti. Zira bu rivayet hakkında çok tartışmalar olmuş ve olmaktadır. Rivayetin senedi sahih olsa da metin tenkidi yöntemi ile anlamaya ve yorumlamaya çalıştık.
POZİTİF DÜŞÜNCE (TEFÂÜL) - 23/12/2019
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin! Her çığlığı aleyhte sanmayın! Belki o, müjde verecek; belki de sizi uyandıracak da tehlikeden kurtaracaktır.
YABANCI BİR KADINLA MUSÂFAHA YAPMAK - 02/10/2019
Dört mezhebin, yabancı bir kadınla musafaha yapmanın hükmü hususunda söylediklerini ve hükümlerine dayanak aldıkları akli ve nakli gerekçeleri ifade etmeye çalıştım.
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam951
Toplam Ziyaret4755984
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI