• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Unutulmaya Yüz Tutan Değerlerimizden Sıla-i Rahim

UNUTULMAYA YÜZ TUTAN DEĞERLERİMİZDEN SILA-İ RAHİM[1]

 

I) Konunun Planı

A)    Sıla-i rahim Kavramı

B)    Sıla-i rahimin âyet  ve hadislerle temellendirilmesi

C)    Bireysel ve Toplumsal Açıdan Sıla-i rahime Duyulan İhtiyaç

D)    Kalabalıklar İçinde Yalnızlaşan İnsanımız

E)     Sıla-i rahimin Terk edilmesinin Zararları

II) Konunun Açılımı ve İşlenişi

Öncelikle sıla-i rahim kavramı üzerinde durulur. Sıla-i rahim’e özellikle kulluk/ibadet bağlamında Allah ile sıla şeklinde açılım getirilebilir. Âyet  ve hadisler ekseninde sıla-i rahimin bir gereksinimim ve görev olduğu hususu vurgulanır. Çağımızda tatil anlayışı ve sıla-i rahimin terk edilmesi konusu irdelenebilir. Sıla-i rahim ve topluma kazandırdıkları ele alınabilir.

 

III) Konunun Özet Sunumu

 

Sıla-i rahim;  gerek kan, gerekse evlilik vesilesiyle oluşan hısımlara, yakınlara iyilikte ve yardımda bulunma, onlarla ilgilenme, akrabalık bağlarını güçlendirip, koruma şeklinde tanımlanabilir. 

İslâm dini, yakınlar arasındaki bu bağın koparılması, İslâm dininde  büyük günahlar arasında sayılmıştır. Zira insanın diğer insanlarla olan ilişkileri,   yakınları  ile olan ilişkilerine göre şekillenmektedir. Buna göre yakınları ile iyi ilişkiler içinde olmayan insan, diğer insanlarla nasıl iyi ilişkiler  içinde olabilir? Toplumdaki sevgi ve dayanışma bağlarının çözülmesi aileden başlar, komşulara ve diğer kesimlere sirâyet eder, neticede fert ve toplumsal bazda ahenk bozulur. Kur’an-ı Kerim’de, وَاعْبُدُواْ اللّهَ وَلاَ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبَى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالجَنبِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يُحِبُّ مَن كَانَ مُخْتَالاً فَخُورًا *  “Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, idare ve himayeniz altında olanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.”[2] âyeti, Müslümanların yapması gerekli görevlerden bir kısmını dile getirmektedir. Allah’a ibadet dışında başta ana-baba olmak üzere toplumun ilgiye muhtaç diğer sınıf ve bireyleri ile iyi ilişkiler kurulması bir görev olarak vurgulanmaktadır. Âyete konu olan gruplarla iyi ilişkiler kurabilmenin yollarından birisi de sıla-i rahim kavramı içinde değerlendirilen ve belki de onun özünü teşkil eden ziyarettir. Zira nice yalnız anne-babalar, akrabalar bir dost, evlat, yakın yolu gözlemektedir. Kendilerinin halini soracak, bir nebze olsun dertlerini paylaşacak evlatlar, akrabalar, dostlar zaman zaman ne kadar da aranır. Şurası bir gerçek ki gün geçtikçe yalnızlaşıyoruz. Gerek akrabalarımız gerekse diğer insanlarla ilişkilerimiz daha da zayıflıyor. Kendimizin dışındaki insanları ve onların problemlerini gün geçtikçe umursamaz oluyoruz. Huzuru, sevinci, üzüntüyü, varlığı, yokluğu bireysel olarak yaşamaya doğru hızla ilerliyoruz. Oysa problemler, üzüntüler paylaşıldıkça hafifler, aynı şekilde de sevinçler de paylaşıldıkça bir anlam kazanır. Ahlakımız, ticaretimiz, sanatımız, dinlenme ve eğlence kültürümüz, insanî ilişkilerimiz gittikçe yozlaşmaktadır. Bunun en önemli sebebi modern dünyanın bizlere sunduğu hayat tarzı ve kendi değerlerimizden uzaklaşmamız olsa gerek.  Kentlere doğru yaklaştıkça akraba ilişkilerinin zayıfladığını, hatta kaybolma noktasına geldiğini görmekteyiz. Oysa dinimiz, bir taraftan akraba ilişkilerini mümkün mertebe kuvvetlendirmemizi, onlardan muhtaç konumda olanları koruyup kollamamızı emrederken, diğer taraftan da yakınlarla ilişkilerimizi  koparmamızı yasaklamaktadır. Dinimizde sıla-i rahimin, bu derece önemli görülmesinin temelinde, işte bu tür kaygıların yattığı ifade edilebilir. Bu itibarla sıla-i rahimin, bu tür problemlerin çözümünde etkin bir yol olduğu söylenebilir.


IV) Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Ayetler

وَاعْبُدُواْ اللّهَ وَلاَ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبَى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالجَنبِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يُحِبُّ مَن كَانَ مُخْتَالاً فَخُورًا

 “Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, idare ve himayeniz altında olanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.”[3]  Ayrıca Bakara, 2/27; Enfal, 8/75; Ra’d,13/25; İsra, 17/26; Casiye, 45/34 ayetlerine bakılabilir.


V)
Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Hadisler

Peygamberimizin ilk tebliğleri arasında sıla-i rahim de yer almıştır.  Sıla-i rahimin önemini vurgulayan hadislerden bir kısmını nakletmek istiyoruz:

من سره أن يبسط له في رزقه، وأن ينسأ له في أثره، فليصل رحمه

       “Kim, rızkının  genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın.”[4]

الصَّدَقَةُ عَلَى المسكينِ صَدقةٌ وهي عَلَى ذِي الرَّحمِ ثِنْتَانِ صَدقَةٌ وصِلَة

“Yoksula bir şey vermek sadakadır. Akrabaya bir şey vermenin ise iki sevabı vardır. Birisi sadaka sevabı, diğeri de akrabayı görüp gözetme sevabıdır”[5] لا يدخل الجنة

 قاطع  “Akrabalarıyla ilişkiyi kesen Cennet'e giremez” [6]

جاء رجل إلى النبي صلى الله عليه وسلم. فقال: دلني على عمل أعمله يدنيني من الجنة ويباعدني من النار. قال: "تعبد الله لا تشرك به شيئا. وتقيم الصلاة. وتؤتي الزكاة. وتصل رحمك" فلما أدبر، قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "إن تمسك بما أمر به دخل الجنة" “

Bir seferinde bedevinin birisi Peygamberimizin önüne geçip bindiği devenin yularını tuttuktan sonra:

- Ey Allah’ın Resûlü, beni cennete yaklaştıracak ve cehennemden uzaklaştıracak  bir ameli bana haber verir misiniz, dedi. Orada bulunanlar:

- Buna ne oluyor, buna ne oluyor, demeye başladılar. Peygamberimiz:

- Ne olacak, ihtiyacı var ki soruyor, dedikten sonra Bedeviye şu cevabı verdi:

“Allah’a ibadet eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmaz, namazı doğru kılar, zekatı verir, yakınlarını ziyaret edersin. Adam uzaklaşınca Peygamber (s.a.s); Emrolunduğu şeyleri yaparsa cennete girer.”[7]  buyurdu.

Sıla-i rahimin en güzeli akrabadan muhtaç olanları ziyaret ederek onlara yardım etmek ve geçim darlıklarını hafifletmektir. Sıla-i rahim görevini ihmal etmek, Allah’ın rahmetinin üzerimizden kesilmesine sebeptir. Peygamberimiz buyuruyor:

ليس الواصل بالمكافئ، ولكن الواصل الذي إذا قطعت رحمه وصلها

“Akrabadan gelen iyiliğe misliyle karşılık veren kimse tam manasıyla akrabasına sıla etmiş değildir. Gerçek sıla, kendisiyle ilgiyi kesenleri görüp gözetmektir.”[8] buyurmuşlardır.  Bir başka hadisinde Peygamber (s.a.s.) Efendimiz; 

إن الله خلق الخلق. حتى إذا فرغ منهم قامت الرحم فقالت: هذا مقام العائذ من القطيعة. قال: نعم. أما ترضين أن أصل من وصلك وأقطع من قطعك؟ قالت: بلى. قال: فذاك لك".ثم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "اقرؤا إن شئتم: {فهل عسيتم إن توليتم أن تفسدوا في الأرض وتقطعوا أرحامكم. أولئك الذين لعنهم الله فأصمهم وأعمى أبصارهم. أفلا يتدبرون القرآن أم على قلوب أقفالها".

“Allah, mahlûkatı yaratıp bunların takdiratını tamamlayınca, akrabalık ayağa kalkarak: (Ya Rabbi!) Burası, akrabalık münasebetlerini kesmekten sana sığınanların makamıdır dedi. Cenab-ı Hak: Evet. Sana sıla yapana benim de sıla yapmama; senden alâkayı kesenlerden benim de kesmeme razı olmaz mısın? buyurdu. Akrabalık: Evet, diye cevap verdi. Yüce Allah: “Bu sana verilmiştir” buyurdu. Bundan sonra Allah Resulü: İsterseniz şu âyetleri okuyunuz buyurdu: “ Geri dönerseniz hemen yeryüzünde fesat çıkaracak, akrabalık bağlarınızı keseceksiniz, öyle mi? Onlar öyle kimselerdir ki Allah onları lânetlemiş, sağırlaştırmış ve gözlerini kör etmiştir. Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinde kilitler mi var? (Muhammed, 47/22-23)” [9].


VI)
Yararlanılabilecek Kaynaklar

Nevevi, Riyazü’s-Salihin, Ter. Hasan Hüsnü Erdem ve Kıvamuddin Burslan, DİB yayınları, Ankara 1972.

Türkçe Tercüme ve Şerhi: Riyazü’s-Salihîn Peygamber Efendimizden Hayat Ölçüleri, Hazırlayanlar. Prof.Dr. M.Yaşar Kandemir, Prof. Dr. İsmail L. Çakan, Doç Dr. Raşit Küçük, Erkam Yayınları, İstanbul 1997.

Dr.Yaşar Yiğit, “Unutulmaya Yüz Tutan değerlerimizden Sıla-i Rahim” Diyanet Aylık Dergi, sy.165, Eylül 2004.

 



[1] Bu vaaz projesi Dr. Yaşar YİĞİT tarafından hazırlanmıştır.

[2] Nisa, 4/36.

[3] Nisa, 4/36. 

[4] Buhari, Edeb 78/12 (VII, 72).

[5] Tirmizi, Zekât, 5/ 26 ( III, 47) 

[6] Buhârî, Edeb, 78/11(VII, 72).

[7] Müslim, İman, 12/4 (I, 43).

[8] Buharî, Edeb, 78/15 (VII, 73).

[9] Buhari, Edeb, 78/13 (VII, 72).

Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi17
Bugün Toplam985
Toplam Ziyaret4707276
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI