![]()
Mehmet CÖMERT
mcomert34@gmail.com
AH! NEREDE O ESKİ RAMAZANLAR
04/06/2018 Geçmiş zamana özlem, kaybolup geri getirilemeyen, değeri hakkıyla bilinmeden elden uçup giden ömre duyulan hasretin bir ifadesi midir? Doğru. Ama hayatın ilk yılları genel anlamda fıtratın bozulmadığı saf ve temiz anlar olması dolayısıyla hep özlemle aranır ve yad edilir . Düşünün, İnsan küçükken ne kadar da sevimlidir, saf ve tabiidir. Aynen dalındaki meyve ve çiçekler gibidir.Allah'ın tertemiz yarattığı bu insan, toplum ve çevrenin etkisiyle değişir. Sonra, dalından koparılan çiçeğin solması, meyvenin bozulmaya yüz tutması gibi bir hal alır. İslam, hiç bozulmadan çocuk fıtratında kalmanın adıdır. Dalında durup solmamanın, çevresine renk ve koku salmanın gayretidir. İşte mübarek Ramazan, insanın bu orijinal aslına ve safiyetine geri dönme, onunla yeniden bağ kurmanın adıdır. Solmaya yüz tutan öze can vermenin gayretidir. Tarih ve toplum da tıpkı insanın tabi olduğu bu değişim yasasına boyun eğer. İlk dönemlerin safiyeti ve temizliği, zamanla yerini bozulma ve fesada bırakır. Gelen günün gideni arattığı bir süreç işler ve nihayet işin sonu demek olan 'kıyamet' kopar. Bu hakikat penceresinden mazi sayfasına bakınca en çok hasret duyulanların başında hiç şüphesiz geçmiş Ramazanlar gelir. Hemen herkesin bu konu ile alakalı unutamadığı, her Ramazan geldiğinde hatırladığı anıları vardır. Çocukken siz hiç sahura kaldırılmadığınız için ağladınız mı? Davul sesiyle sahura kalkıp, top sesi ile iftar açtınız mı? Şu bizim kuşağın orucu tutmaya başladığı yetmişli yıllardan söz ediyorum. Ne güzeldi o kavurucu yaz sıcağında tutulan oruçlar ! Yakıcı sıcağın altında sırtına keçi kılından yapılma abasını geçirerek öğlen, ikindi vakitlerine kadar orak biçen köylüleri görenler eski Ramazanları nasıl özlemez, yâd etmezler?Ya o yüzlerinden yağmur taneleri gibi ter dökülen Unkapanı hamallarını hatırlayanlarınız var mı? Çoğu bizim Malatya'lı, Adıyaman'lı olan bu insanlar akşama kadar sırtında yük taşırlar, ama ruhsatlar arayarak oruç tutmamayı hiç düşünmezlerdi. Hele o oruç tutmayanların oruçluymuş gibi Ramazan'a ve oruç tutanlara saygısı ise bir başkaydı. Meşhur rivayettir: Urfa'lı anne , oruç tutmayan oğluna 'Oğlum İbrahim, sen oruç tutmuyorsun; ancak bu bizimle sahura kalkman de neyin nesi?' deyince oğlu: 'Kurban olduğum anam, gavur olduk da sahura kalkmayacak kadar da mı gavur olduk !' demiş. Evet, Urfa'lının dile getirdiği bu safiyane saygı ve anlayışı da kaybettik maalesef. Şimdi çarşı pazarı dolaşınca insan o eski günleri hatırlıyor ister istemez. O günlerde lokanta işleten esnafın, 'Ramazan dolayısıyla kapalıyız' 'İftardan sahura kadar açığız' şeklinde camlara yapıştırdıkları ilanlara bugün kaç yerde rastlayabiliyoruz? Hatta şehrin tek meyhanesinin kapısında 'Ramazan dolayısıyla bir ay kapalıyız' ilanına şahit olmuştum. Yani Ramazan'a eski zamanın ayyaşı bile saygı duyardı. Adıyaman'da (1985) açık tek lokanta vardı; onun da ön camları gazete ile kapalıydı. Ya şimdi..? O eskisi tadında Ramazanlar yaşamak dileğiyle hayırlı Ramazanlar diliyorum. Allah kabul buyursun. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
DÜNYAYA ALDANIŞIN HİKÂYESİ - 02/08/2022 |
Dünyaya Aldanışın Hikâyesi |
SAHİBİNE ÜZÜNTÜ VEREN GÜNAH - 24/05/2022 |
SAHİBİNE ÜZÜNTÜ VEREN GÜNAH |
RAMAZAN DERSLERİ - 06/04/2022 |
RAMAZAN DERSLERİ |
DERYADAN KATRELER - 01/03/2022 |
DERYADAN KATRELER |
İSLAM'IN DİĞER ADI MERHAMET VE ADALETTİR - 24/01/2022 |
İSLAM'IN DİĞER ADI MERHAMET VE ADALETTİR |
SUSMAK, BÜYÜK İNSANLARIN DİLİDİR - 18/12/2021 |
Susmak, Büyük İnsanların Dilidir |
ALLAH KADİR MİDİR? - 24/11/2021 |
Allah Kâdir midir? |
GEL EY MUHAMMED BAHARDIR - 17/10/2021 |
Gel Ey Muhammed Bahardır |
AYAĞIMIZA BATAN DİKENLER, ARADIĞIMIZ GÜLÜN HABERCİSİDİR - 18/08/2021 |
AYAĞIMIZA BATAN DİKENLER, ARADIĞIMIZ GÜLÜN HABERCİSİDİR |
![]() |