• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











BİR TELEFON OLSAYDIM, EN AKILLISINDAN!

BİR TELEFON OLSAYDIM, EN AKILLISINDAN!

17-09-2018

BİR TELEFON OLSAYDIM, EN AKILLISINDAN!

“İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman.” (Buhari, Rikak, 1)

Peygamberimizin asırlar öncesinden yaptığı bu teşhis adeta çağın dertlerinin özeti. Günümüzde belki de en fazla muzdarip olduğumuz bir konu; bağımlılıklar, zararlı alışkanlıklar. Kimileri bedenimizi yiyip bitirirken, teknoloji bağımlılığı gibi kimileri ise en büyük sermayemiz olan ömrümüzü bitirmekte. 

Sıcak bir yaz günü adamın biri buz satıyor bir yandan da bağırıyordu:
-Sermayesi tükenen adama yardım edin! Sermayesi ‘Buz’ olan adama yardım edin!
Adam bu sözünde haklıydı. Zira ‘Buz’ durmadan eriyip yok oluyordu. Oradan geçmekte olan büyük veli Cüneyd-i Bağdadi hazretleri bu sözleri duydu ve bir an durakladı, düşünmeye başladı. Yavaş yavaş beti-benzi sarardı ve olduğu yere yığılıp kaldı. Etrafına insanlar toplandı ve bir süre sonra Cüneyd-i Bağdadi hazretleri kendine geldi.
-Ne oldu sana böyle dediler? Oda cevap verdi:
-Tükenmekte olan adamın bahsettiği ‘Buz’ değil, benim ‘Ömrüm’dür…”

Hangimizin daha güzel işler yapacağını sınamak için hayatı ve ölümü yaratan Rabbimiz (Mülk-2), fani dünyada ebedi saadeti kazanmamız için her birimize muayyen bir ömür takdir etmiş. Ömür bir sermayedir gidiyor, meyvesi bulunmazsa zayi olur sırrınca ömrümüzü bereketlendirmenin yollarını aramalıyız.

Televizyon ve bilgisayar karşısında geçirdiğimiz saatler, elimizde telefonlarımızla tükettiğimiz koca bir ömür bize ne kazandırıyor. Sosyal medyada izlediğimiz çocuk videoları kadar izlemiyoruz kendi çocuklarımızı. Anne babasının sürekli telefonla meşgul olmasından şikâyetçi olan bir çocuğun biz büyüklere saçma gelen arzusu, “ Keşke, bir telefon olsaydım, en akıllısından!”

Tanımadığımız insanları beğenip dururken sosyal medyada, en yakınımızdakilere “iyi ki varsın” diyemiyoruz. Sanal dünyalarda sahte kahramanlıklar peşinde koşarken hemen yanı başımızda bize ihtiyacı olanlara el uzatamıyoruz. 

Sorumluluklarımızın farkında olmadan gelişi güzel bir hayat yaşamak, yeni gelişen her teknolojiyi sorgusuz sualsiz hayatımıza dâhil etmek, hiçbir teknoloji bizi düşünmekten alıkoymamalı aksine daha çok düşünmeye, sorgulamaya vesile olmalı. Zaman zaman kendimizi, kullandığımız teknolojiyi üretenlerin, tasarlayanların yerine koymalı “Acaba bunu niçin icat ettiler” diye düşünmeliyiz. En çokta bunu kullanarak kendime ne katabilirim, bana ne faydası var, kendimden ne katabilirim diye düşünmeliyiz. İşte bunu yapabildiğimizde gelişebiliriz.

Bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir çağda bilgiden uzak hayatlar yaşamaya devam mı edeceğiz? Elimizin altında bunca nimetler varken biz vaktimizi internette komik videolar izleyerek mi geçireceğiz? “Size verilen her nimetten hesaba çekileceksiniz” (Tekasür-8) ve “bir işi bitirince hemen diğerine koyul” (İnşirah-7) buyuran Rabbimiz, her anımızın kıymetini bilmemizi ve bizi ilgilendirmeyen boş işlerden, malayani uğraşlardan sakınmamızı emrediyor. Ebedi hayat burada kazanılacak, bunu hiç aklımızdan çıkarmamalı ve ebedi saadete ulaştıracak işlerde yarışmalıyız.

Victor Hugo, “Yoruldun, dinlen.” Diyenlere şu cevabı verirmiş:
“Dinlenmek için önümde bir ebediyet var!”

Müberra AKTÜRK 



1046 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi13
Bugün Toplam1475
Toplam Ziyaret4772708
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI