• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Sosyal Medyada Söz Ahlâkına Riayet

Sosyal Medyada Söz Ahlâkına Riayet


Son zamanlarda “sosyal medya” denilen iletişim dünyasıyla, biraz da bazı haberleri, duyuruları paylaşma kolaylığı sebebiyle daha çok haşir-neşir oldum. Ancak sosyal medyanın kendine ait “tarzı” ve o dünyaya egemen olan “dil” doğrusu beni hayli ürküttü. Bu sebeple, daha önce derlediğim medya ahlâkı ilkelerini, kendim başta olmak üzere tüm kardeşlerime uyarı olmak üzere tekrar paylaşıyorum:

Sahabe-i Kiram’dan Muaz b. Cebel’in (r.a) sorusu üzerine,Peygamberimizin (s.) “İnsanları yüzüstü cehenneme sürükleyen, ancak dillerinin ürettikleridir”  (Tirmizî, Îmân 8) buyurması ne kadar sarsıcıdır.

Dillerimizin ürettikleri yani konuştuklarımız kapsamına, zihinlerimizin ve ellerimizin ürettiklerini yani yazdıklarımızı da eklemeliyiz. Zira bugünün dünyasında tuşlarına dokunduğumuz bilgisayar vb. aletlerle ürettiklerimizin yazılı, görsel ve sosyal medyada nasıl yayıldığı herkesin malumudur. 

Evet, sadece konuşup yazdıklarımızdan değil, başkalarının gizli yönlerini araştırıp ortaya koyarak yaydıklarımızdan, hakkında bilgimiz olmayan haber ve sözleri taşımaktan da kesinlikle sorgulanacağız.

“Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Zira zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli yönlerini/kusurlarını araştırmayın; biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin…” (Hucurat 49/12)

“Bilmediğin şeyinpeşine düşme! Zira kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsra/36)

Bu dünyada yaptığı, konuştuğu ve yazdığı, yaydığı her şeyin hesabının Kıyamet gününde mutlaka sorulacağının bilinci içinde olan Müslümanlar, bugün bir “medya ahlâkı” oluşturmak zorundadırlar.

“…Aşağılık, alaycı, laf taşıyan, hayrı engelleyen, saldırgan, çok günahkâr…” (Kalem 68/10-12) insan tiplerine itaat ve itibar etmeyen, “İman edenler arasında çirkin şeylerin yayılmasını isteyenlere dünya ve ahirette elem verici bir azap” (Nûr 24/19) olduğunun bilincinde bir medya ve “sosyal medya ahlâkı”!..

“Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alayaalmasın. Belki de onlar kendilerinden daha iyidirler. (…) Birbirinizi karalamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir.” (Hucurât 49/12) ilkesine uyan bir sosyal medya!

Efendimizin (s) ‘insanların en kötüleri’ diye nitelediği; “insanlar arasında laf taşıyanlar, dostların arasını bozanlar, masum kişilere sıkıntı verenler”i (İbn Mâce, 4119) dışlayan bir sosyalmedya ahlâkı!

Yine Rasûlüllah’ın (s) “Yalandan sakınınız! Zira yalan günah işlemeye götürür. Günah işlemek de Cehenneme iletir.” (Buhari, Edeb 69; Müslim, Birr 103) emri üzre yalandan uzak duran bir sosyalmedya ahlâkı!

“Size bir bozguncu bir haber getirirse onu araştırın; yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz” (Hucurât 49/6) ilkesi gereği her haberi süzüp alan bir sosyalmedya ahlâkı!

Hz. Ayşe annemize atılan iftiralar karşısında Allah, o günkü Müslümanlardan hangi ahlâk ilkelerine uymalarını istemişse, aynı ilkelerin bugün de geçerli olduğunun bilincinde bir sosyalmedya ahlâkı!

“O iftirayı işittiğinizde, erkek ve kadın müminlerin, kendiliklerinden iyi zanda bulunup, ‘Bu apaçık bir iftiradır’ demeleri gerekmez miydi?” (Nur/12) … Çünkü siz bu iftirayı dilinize doluyor, bilmediğiniz şeyleri ağzınızda geveleyip duruyordunuz; bunun da önemsiz olduğunu sanıyordunuz. Oysa bu Allah katında çok büyük bir vebaldir.” (Nur/15) “Onu duyduğunuzda: ‘Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu çok büyük bir iftiradır’ demeli değil miydiniz?” (Nur/16) “Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnat edenler dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir.” (Nur/23)

Bugün de birilerinin eşi, çocukları, yakınları hakkındaki çeşitli isnatlara, yalan haber, asparagas ve dezenformasyonlara aynı ahlâk ilkesi ile itibar etmeyen, hak-hakikatten yana bir sosyal medya ahlâkı!

Ne ki, bir topluluğa veya şahsa zarar vermesi kesin olan bir haberi, doğruluğunu araştırmadan veya doğru olsa dahi birilerini itham ve ilzam edecek biçimde kullanmaktan özenle kaçınmaları gereken Müslümanların yönettiği medya vasıtalarının, özelliklemuarızları aleyhindeki her türlü malzemeyi değerlendirmekten fütur etmediklerini görebilmekteyiz. İslâmî duyarlığa sahip oldukları halde, rakip kişi ve kurumlar aleyhindeki haberleri, onları yıpratmak amacıyla yayanlar, aslında farkında olmadan kendi kuyularını da kazmış olmakta ve genel anlamda Müslümanlara zarar vermiş olmaktadırlar.

Bu tür yayınlar, Müslümanlar arasındaki uçurumları öylesine derinleştirmekte, nefret ve husumetleri öylesine artırmaktadır ki, bu durum onların haktan ve hakikatten uzaklaşmalarına da yol açmaktadır.

Peygamberimiz (s) bu meyanda buyururlar ki:“Müslümanlar birbirlerinden ayrı/uzak kaldıkları sürece Hak yoldan da uzaklaşmaya devam ederler.” (Abdullah b. Mübarek, Kitabu’z-Zühd ve’r-Rekâik, 728)

Bilelim ki, bize, iyilikten yana ne gelirse Allah’tan, ama kötülükten yana ne gelirse de kendimizden geliyor (Nisa/79). Yine insanların elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde fesat çıktı (Rûm/41) ve çıkıyor. Ama o ellerin sahipleri, yaptıklarının cezasını bu dünyada da tadıyorlar. Asla unutmayalım!

Abdullah Yıldız


Kaynak: http://www.yeniakit.com.tr

Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam586
Toplam Ziyaret4706877
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI