• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Yaşlılarımız

YAŞLILARIMIZ

اللَّهُ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ ضَعْفٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ ضَعْفٍ قُوَّةً ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ قُوَّةٍ ضَعْفًا وَشَيْبَةً يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَهُوَ الْعَلِيمُ الْقَدِيرُ

“Allah, sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren, sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir”[1]

******

وَمَنْ نُعَمِّرْهُ نُنَكِّسْهُ فِي الْخَلْقِ أَفَلَا يَعْقِلُونَ

“Kime uzun ömür verirsek biz onun yaratılışını bozar, gücünü azaltır, beli bükük hale getiririz. Onlar bunu hiç düşünmezler mi?”[2]

 

Hayatın Evreleri:

1-Büyüme: 0-30 yaş arası

2-Durgunluk: 30-40 yaş arası

3-Hafif Çökme: 40-60 yaş arası

4-Hızlı ve Tam Çökme: 60 yaş ve sonrası

İnsan 40 yaşından itibaren vücuttaki enerji azalır, nemlilik oranının dengesi bozulur ve giderek kuvveti azalmaya başlar.

 

Dünya Hayatının Seyri:

يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنْ كُنْتُمْ فِي رَيْبٍ مِنَ الْبَعْثِ فَإِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِنْ مُضْغَةٍ مُخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِنُبَيِّنَ لَكُمْ وَنُقِرُّ فِي الْأَرْحَامِ مَا نَشَاءُ إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى

Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz;

ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوا أَشُدَّكُمْ وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفَّى وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ إِلَى أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِنْ بَعْدِ عِلْمٍ شَيْئًا وَتَرَى الْأَرْضَ هَامِدَةً فَإِذَا أَنْزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنْبَتَتْ مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ

Sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı bitkiler verir[3].

Devasız Dert Yaşlılık:

 

Rasulullah buyurdu ki:

تَدَاوَوْا عِبَادَ اللَّهِ فَإِنَّ اللَّهَ سُبْحَانَهُ لَمْ يَضَعْ دَاءً إِلَّا وَضَعَ مَعَهُ شِفَاءً إِلَّا الْهَرَمَ

Tedavi olunuz, ey Allah'ın kulları. Çünkü doğrusu Allah yaşlılıktan başka yarattığı her hastalıkla beraber bir deva (ilâç) da yaratmıştır»[4]

 

İhtiyarlıktan Allah’a Sığınmak:

Rasulullah buyurdu ki:

اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ وَالْجُبْنِ وَالْهَرَمِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ

Allah’ım, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, düşkünlük derecesine varan ihtiyarlıktan sana sığınırım. Hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım.[5]

 

Ak Saçın Fazileti:

 

Rasulullah buyurdu ki:

مَنْ شَابَ شَيْبَةً فِي الْإِسْلَامِ كَانَتْ لَهُ نُورًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ

Kim müslümanken saçından bir kıl beyazlarsa, bu kıl, kıyamet günü onun için bir nur olur.[6]

 

Rasulullah buyurdu ki:

لَا تَنْتِفُوا الشَّيْبَ مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَشِيبُ شَيْبَةً فِي الْإِسْلَامِ إِلَّا كَتَبَ اللَّهُ لَهُ بِهَا حَسَنَةً وَحَطَّ عَنْهُ بِهَا خَطِيئَةً

Saçtaki akları yolmayın! Müslümanken tek bir kıl bile ağarmış olsa Allah o kişiye bu sebeple bir sevap yazar ve onun bir günahını affeder.[7]

 

İhtiyarların Varlığı Rahmet Vesilesidir:

 

Rasulullah buyurdu ki:

لَوْلَا عَبَّادٌ لِلَّهِ رُكَّعٌ وَصِبْيَةٌ رُضَّعٌ وَبَهَائِمُ رُتَّعٌ لَصُبَّ عَلَيْكُمُ الْعَذَابُ صَبًّا، ثُمَّ رَضًّا رَضًّا.

Beli bükülmüş yaşlılar, süt emen çocuklar ve dilsiz hayvanlar olmasaydı belalar sel gibi parça parça üzerinize dökülürdü.[8]

 

Rasulullah buyurdu ki:

اَبْغُونِي فِي ضُعَفَائِكُمْ فَإِنَّمَا تُرْزَقُونَ وَتُنْصَرُونَ بِضُعَفَائِكُمْ

Güçsüz ve düşkünleri araştırıp bana getirin, (ihtiyaçlarını karşılayayım). Çünkü siz ancak içinizdeki güçsüzler sayesinde yardım görüyor ve rızıklandırılıyorsunuz."[9]

 

İhtiyarların Kalbinin Genç Olduğu Konular:

 

Rasulullah buyurdu ki:

قَلْبُ الشَّيْخِ شَابٌّ عَلَى حُبِّ اثْنَتَيْنِ طُولُ الْحَيَاةِ وَحُبُّ الْمَالِ

İhtiyarın kalbi iki konuda gençtir. Uzun ömür ve mal sevgisi.[10]

 

Yaşlılarımıza İyi Davranmak:

وَقَضَى رَبُّكَ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا

“Rabbin, sadece kendisine ibadet etmenizi, ana babaya da iyi davranmanızı kesin olarak emreder.

إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ أَحَدُهُمَا أَوْ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُلْ لَهُمَا أُفٍّ وَلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلًا كَرِيمًا

Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf” bile deme. Onları azarlama. Onlara tatlı ve güzel söz söyle.

وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا

Onlara merhamet ederek üzerlerine kanat ger ve de ki: Ey Yüce Rabbim! Küçükken onlar beni nasıl koruyup yetiştirdilerse, Sen de onları esirge.”[11]

 

Rasulullah buyurdu ki:

مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيَعْرِفْ حَقَّ كَبِيرِنَا فَلَيْسَ مِنَّا

Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimizin hakkını tanımayan bizden değildir.[12]

******

Rasulullah buyurdu ki:

مَا أَكْرَمَ شَابٌّ شَيْخًا لِسِنِّهِ إِلَّا قَيَّضَ اللَّهُ لَهُ مَنْ يُكْرِمُهُ عِنْدَ سِنِّهِ

Herhangi bir genç, yaşından dolayı bir ihtiyara hürmet ederse Allah da yaşlılığında ona hizmet edecek kimseler halk edecektir.[13]

 

Rasûlullah şöyle buyurmuştur:

إِنَّ مِنْ إِجْلَالِ اللَّهِ إِكْرَامَ ذِي الشَّيْبَةِ الْمُسْلِمِ وَحَامِلِ الْقُرْآنِ غَيْرِ الْغَالِي فِيهِ وَالْجَافِي عَنْهُ  وَإِكْرَامَ ذِي السُّلْطَانِ الْمُقْسِطِ

"Muhakkak ki ihtiyar müslümana, Kur'ân'ı terk etmeyen ve yasaklarını çiğnemeyen Kur'ân hafızlarına ve adaletli devlet başkanına hürmet etmek, Allah'a saygıdandır."[14]

 

Bir defasında ashab-ı kiram Hz. Peygamber’in konuşmasının pür dikkat dinlerken onunla görüşmek isteyen bir yaşlı bir kişi kalabalık arasından Rasulullah’a yaklaşmaya çalışıyordu. Peygamberimizin konuşmasını bölen bu ihtiyara yol açıp yer vermede biraz ağır davranan ashabın bu tavrını gözünden kaçırmayan rahmet Peygamberi şöyle buyurmuştur:

لَيْسَ مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُعَظِّمْ كَبِيرَنَا

Küçüklerimize şefkat büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.[15]

 

Mekke’nin fethi gerçekleştikten sonra, Hz. Peygamber Safa tepesine çıkarak yüksekçe bir yerde durdu. Yeni müslüman olanlar oraya gelip ona biat ettiler. Hz. Ebu Bekir’in babası Ebu Kuhafe henüz müslüman olmamıştı ve çok yaşlıydı. Hz. Ebu Bekir ihtiyar babasının elinden tutarak Peygamberimizin huzuruna getirdi.

Peygamberimiz bunu görünce şöyle buyurdu:

هَلَّا تَرَكْتَ الشَّيْخَ فِي بَيْتِهِ حَتَّى أَكُونَ أَنَا آتِيَهُ فِيهِ؟

“İhtiyarı evinde bıraksan olmaz mıydı? Biz onun ayağına giderdik.”[16]

 

Camide Yaşlılara Öncelik Vermek:

Rasûlullah namaza başlayacağımız zaman omuzlarımıza dokunarak şöyle buyururdu:

اِسْتَوُوا وَلَا تَخْتَلِفُوا ، فَتَخْتَلِفَ قُلُوبُكُمْ ، لِيَلِنِي مِنْكُمْ أُولُوا الْأَحْلَامِ وَالنُّهَى ، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ ، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ »

"Düz durun, karışık durmayın. Sonra kalpleriniz de karmakarışık olur. Namazda benim arkama yaşlı-başlı olanlar dursun. Onların arkasına kendilerinden sonra gelenler, daha sonra da onlardan sonra gelenler dursun."[17]

 

Yaşlılıkla İlgili Güzel Sözler:

 

Bastona sordum: Niye boynun büküktür?

Cevap verdi: Beni tutan büyüktür!

******

Günde bir taşı bina-yı ömrümün düştü yere

Can yatar gafil, binası oldu viran bî haber.

Dil bekası, Hakk fenası istedi mülk-ü tenim

Bir devasız derde düştüm, ah ki Lokman bî haber

 

İhtiyarlığın Kıymetini Bilmek:

İlahi dergahta en makbul şefaatçi acziyet ve zaaftır. Acziyet ve zaafın tam zamanı ise ihtiyarlıktır. Öyleyse Allah katında makbul bir şefaatçi olan ihtiyarlığa küsmek değil, bilakis onu sevmek lazımdır.

******

لَيْتَ الشَّبَابَ يَعُودُ يَوْمًا فَاُخْبِرَهُ بِمَا فَعَلَنِي الْمَشِيبُ

“Keşke gençlik birgün geri gelse de; ihtiyarlığın bana yaptıklarını ona anlatsam”

İhtiyarlıktan şikayet etmek yanlıştır. Çünkü gençlik yılları günah işlemeye daha müsaittir. İhtiyarlıkta insan kendini ibadete ve hayırlı işlere daha çok adayabilir. Böylece ebedi bir gençlik kazanabilir. Hz. İsa’nın şöyle dediği rivayet edilir:

حُبُّ الدُّنْيَا رَأْسُ كُلِّ خَطِيئَةٍ

Dünya sevgisi her hatanın başıdır.[18]

 

Ölümden Korkmamalı:

Erzurumlu İbrahim Hakkı: Ölümün değerini bilmeyenler, uzun ömürlü ve ihtiyar olmayı diler. Halbuki ihtiyarlık, şiddetli bir hastalık ve uzun süren bir hapishane hayatıdır. Elim bir azap, büyük bir bela, alçak bir emeldir. Ölüm, ruhu bedenin bu zahmetinden yaşlılığın eziyetinden kurtarır, ebedi hayata, doğruların, faziletlerin bulunduğu yere götürür ve ona kemalin olgunluğun lezzetini verip huzura kavuşturur. Bu nedenle ölüm yok olmak değildir. Ruhun bedenden ayrılmasıdır.

 

Yaşlılar Ümitvar Olmalıdır:

 

İmam Gazzali şöyle demiştir:

İnsanda gençlik devresinde korku, yaşlılık devresinde ise umut duygusu ağırlıklı olmalıdır.

Hazırlayan: Mehmet ERGÜN / Vaiz

[1] Rum, 30/54.

[2] Yasin, 36/68.

[3] Hac, 22/5.

[4] İbn Mace.

[5] Buhari.

[6] Tirmizi.

[7] Ebu Davud.

[8] Taberani, M. Kebir.

[9] Tirmizi.

[10] Müslim.

[11] İsra, 17/23-24.

[12] İbn Hanbel.

[13] Tirmizi.

[14] Ebu Davud.

[15] Şuabu’l-İman.

[16] İbn Hişam.

[17] Müslim, Ebu Davud.

[18] Hilyetü’l-Evliya.

Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi12
Bugün Toplam497
Toplam Ziyaret4706788
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI