• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Kaza namazının delili nedir? Hz. Peygamber (s.a.s.)’in namazı kazaya kalmış mıdır?

Kaza namazının delili nedir? Hz. Peygamber (s.a.s.)’in namazı kazaya kalmış mıdır?

 

Kur’an’da vaktinde kılınamayan namazların kaza edilmesi ile ilgili olarak açık bir ifade bulunmamakla birlikte, Hz. Peygamber (s.a.s.) bizzat kendisi vaktinde kılamadığı namazları kaza etmiş ve ashabına da bunu tavsiye etmiştir.

 

Peygamberimiz (s.a.s.) “Kim namazı unutursa veya uyuyup kalırsa hatırlayınca onu kılsın. Onun kefareti ancak budur.” buyurmuştur (Buhârî, Mevâkîtü’s-Salâti, No: 572; Müslim, Mesâcid ve Mevadi’u’s-Salât, 56 H. No: 1592). Yine Hz. Peygamber (s.a.s.), Hendek savaşı sırasında harbin şiddetlenmesi nedeniyle ikindi namazını kılamamışlar; bunun üzerine “Bizi ikindi namazından alıkoydular. Allah da onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun” diye beddua etmiş ve ikindi namazını akşam ile yatsı arasında kaza etmiştir (Müslim, Mesacid ve Mevadi’u’s-Salât, 36, H. No: 1450). Ayrıca Hayber Fethinden dönerken, bir yerde konakladıklarında uyuya kalmışlar ve vaktinde kılamadıkları sabah namazını güneş doğduktan sonra kaza etmişlerdir (Müslim, Mesacid ve Mevadi’u’s-Salât, 56, H. No: 1592).

 

Beş vakit namazın farzı ve vitir namazı kaza edilir. Kazaya kalan sabah namazı, o günün öğle vaktinden önce kaza edilecekse sünneti de kaza edilir. Ayrıca öğle namazının dört rekâtlık ilk sünneti de, vakit çıkmadıkça öğlenin farzından sonra kılınır. Öte yandan geçmiş namazlar, kazaya nasıl kaldıysa öyle kılınırlar, yani seferi olarak kaldıysa seferi, mukim olarak kaldıysa mukim gibi kaza edilir (Mevsilî, İhtiyâr, İstanbul, I, 63-65).

 

Unutma ve uyuma gibi bir mazeret olmaksızın, kasıtlı olarak terk edilen namazların kazası ile ilgili herhangi bir hadis bulunmamaktadır. Fakat bu, kasıtlı olarak terk edilen namazların kazasının gerekmediği anlamına gelmez. Zira, örneğin, Ramazan’da kasıtlı olarak cinsel ilişkiye girerek orucunu bozan kimseye Peygamberimiz (s.a.s.)’inhem keffâreti hem de o günkü orucun kazasını emretmesi (Beyhakî, Sünen, Dâru’l-Fikr, ts. , IV, 226), bir farz ibadetin kasıtlı olarak terk edilmesi durumunda da kazasının gerektiğine delildir. Öte yandan Hz. Peygamber (s.a.s.)’in bir mazerete dayalı olarak vaktinde kılamadığı namazları kaza etmesi ve sahabeye de bu yönde emir buyurmasına bakılacak olursa, mazeretsiz olarak terk edilen namazların kaza edilmesinin evleviyetle gerekli olacağı sonucuna ulaşılır (Nevevî, el-Mecmû’, Dâru’l-Fikr, ts. , III, 71).

Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam601
Toplam Ziyaret4706892
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI