• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Fitne ve Fesadın Zararları

FİTNE VE FESADIN ZARARLARI

 

وَالَّذينَ كَفَرُواْ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ إِلاَّ تَفْعَلُوهُ تَكُن فِتْنَةٌ فِي الأَرْضِ وَفَسَادٌ كَبِيرٌ:

 

   “Kâfir olanlar bile birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz bunu yapmazsanız yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur.”    (ENFAL SURESİ - 73. AYET)

 

     Fitne insanların hak yoldan ayrılmasına, cemiyetin nizamının ve halkın ahlakının bozulmasına sebep olan hadisedir. Geçmiş zamanlarda bir takım fitneler olmuş, zamanımızda da olmaktadır. Gelecek yıllarda da böyle sarsıntılar olacaktır. Tarih boyunca bir takım fitneler zuhur etmiş ve beşeri toplulukları çeşitli felaketlere sürüklemiştir. Geçmişteki bazı fitneler siyasi kanallardan gelmiş, bir kısmı da İslam dinini içten parçalamak isteyen din düşmanları tarafından tezgâhlanmıştır.

     Fesat insanlar arasındaki sevgiyi sarsan, cemiyette tedavisi imkânsız yaralar açan, kardeşi kardeşe düşüren, hısımları hasım haline getiren davranıştır. Fitnenin tesiri altında kalmış bulunan kimseler kendi taraftarlarından kötü bir şahsı, başka gruptaki iyi insana tercih eder. Hak ve hakkaniyet ölçüsü terk edilerek nefsaniyet ve tarafgirlik esas olarak alınır.

     Dinimizin yasakladığı fitne ve fesattan korunabilmemiz için bizleri uyaran Peygamberimiz (SAV) şöyle buyuruyor:

 

ألفتنة نآئمة لعن الله من أيقظها.

 

     “Fitne uyumaktadır. Allah onu uyandırana lanet etsin.”

     Fitne ve fesattan kurtulabilmenin yolunu Peygamberimiz (SAV) şöyle açıklıyor:

 

ستكون فتن ألقاعدفيهاخيرمن القآءم فيهاخيرمن الماشى والماشىفيهاخيرمن الساعىومن يشرف لها تستشرفه ومن وجدملجأأومعاذفاليعذبه.

 

     “Yakın bir gelecekte bir takım fitneler olacaktır. O sırada oturan ayakta durandan, dikilen yürüyenden, yürümekte olan koşandan hayırlı olacaktır. Kim de fitnelere yönelirse fitne onu kendine çekecektir. Kim bir barınak veya sığınacak yer bulursa oraya sığınsın da fitneye karışmasın.”

     Allah kullarına bir takım mükellefiyetler yüklediği gibi toplumsal görevler de yüklemiş bulunmaktadır. Toplumun yararına olacak işleri yapmaya çalışacak ve halkın zararına sebep olacak davranışlardan kendimizi ve insanları sakındırmaya çalışacağız. Bu cümleden olmak üzere fitne yangınını söndürmek de vazifelerimiz arasındadır. Buna gücümüz yetmediği takdirde yangına benzin döken konumda olmamalıyız. Bu konuda Peygamberimiz (SAV) bu konudaki tavsiyesi şudur:

 

سلامة الرجل فىالفتنة أن يلزم بيته.

 

   “Fitne vaktinde kişinin selameti evinde oturmaya bağlıdır.”

     Peygamberimiz (SAV)’in bu konudaki diğer bir ikazı da şöyledir:

 

ستكون فتن صمآءبكمآءعميآءمن أشرف لهاإستشرفت له وإشراف اللسان فيهاكوقوع السيف.

 

     “Yakın bir gelecekte kişiyi sağırlaştıran, dilsiz gibi bir hale sokan, köre benzeten fitneler olacaktır. Kim ona yaklaşırsa fitne onu kendine çeker. Ona dil uzatmak, kılıçla içine düşmek gibidir.”

     Fitne ve fesadın değişik sebepleri vardır. Bu farklılıkları fitneden korunmada dikkate alma zarureti vardır. Peygamberimiz (SAV), meydana gelecek fitnelerin vahametini ve sebep olacağı fitneleri şöyle anlatıyor:

 

بادروابالأعمال فتناكقطع الليل المظلم يصبح الرجل مؤمناويمسىكافراأويمسىمؤمناويصبح كافرايبيع دينه بعرض من الدنيا.

 

     “Karanlık gece kıtaları gibi fitneler gelip çatmadan önce hayırlı işlere acele ediniz. Zira o sırada kişi mümin olarak sabaha erdiği halde kâfir olarak akşama girecek veya mümin olarak geceye girdiği halde kâfir olarak sabaha ulaşacak. Dünya metaından küçük bir şey karşılığında dinini satacak.”

     Salih ameller, yıldırıma karşı korunmak için tesis edilmiş paratoner gibidir. İyi işler fitneyi etkisiz hale getirir. İmanımız sağlam, işlerimiz iyi olursa fitneden korunmuş oluruz. Zira fitneyi tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Böyle olunca kendimizi korumamız için tedbirli olmamız lazımdır. Bu hükmü açıklayan ve bizleri uyaran Peygamberimiz (SAV) şöyle buyuruyor:

 

مامن عام إلاينقص الخير فيه ويزيد الشر.

 

      “Hiçbir yıl yoktur ki onda hayır azalmış, şer artmış olmasın.”

          Fitne ve fesat alevlenecek ve halk bölük bölük ayrılacak olursa aralarında başlayacak mücadele şiddetlenir ve savaşa dönüşür, vaziyetin vahameti bu derece ilerlerse, hadiselerin önü alınamaz hale gelir. Geçmiş zamanda Müslümanlar arasında cereyan eden savaşların ve fitnelerin sonu kesilmemiştir. Fitne ve kargaşa bazen halkın birbiriyle cedelleşmesinden doğar ve alevlenir. Bazen de iş başındaki idarecilerin kötülüğe meyli ve kötü kimselere taraf olmasından kaynaklanır.

   Peygamberimiz (SAV) bir hadisinde şöyle buyuruyor:

 

سيكون بعدىسلاطين:ألفتنة علىأبوابهم كمبارك الإبل لايعطون أحداشيأإللآأخذوامن دينه مثله.

 

     “Benden sonra bir takım hükümdarlar gelmiş olacaktır. Fitne onların kapıları üzerine develerin çöktüğü gibi çullanacak. Onlar bir ferde bir şey vermeye dursunlar ille onun bir mislini dininden tutup alacaklardır.”

     Fitne nereden kaynaklanırsa kaynaklansın ve kimin başı altından çıkarsa çıksın, iman-ı kâmil ve akl-ı selim sahibi bir mümin, bozgunculuğa sebep olacak hareketlerden sakınmalıdır. Peygamberimiz (SAV) bizleri şöyle uyarıyor:

إن السعيدلمن جنب الفتن إن السعيد لمن جنب الفتن إن السعيد لمن جنب الفتن ولمن أبتلي فصبر فواها.

     “Said, fitnelerden uzaklaştırılandır. Saadeti bulan fitnelerden uzak tutulandır. Said olan fitnelerden uzak kılınan ve bir belaya uğratılıp ta hayıflanmasına sabredendir.”

     Aklını nefsinin emrine teslim eden daima zarar görür. İslami ilimlerle mücehhez olan bir mümin daima kötülüğü emreden nefsine uşak olmaktan fitne ve fesada bulaşmaktan kendini korumuş olur. Allah Kur’an’da bizleri şöyle uyarıyor:

وَاتَّقُواْ فِتْنَةً لاَّ تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُواْمِنكُمْ خَآصَّةً:

     “Bir de öyle bir fitneden sakının ki o içinizden yalnız zulmedenlere çatmaz.” (ENFAL SURESİ – 25. AYET)

     Müslümanlar arasında fesat alevlenir ve kıyasıya mücadele başlarsa ihtiyat yolu tutulmalı ve fitneye karışmamalıdır. Ahir zamanda zuhur edecek olaylara işaret eden ve bizi tedirgin eden hadiseler karşısında hislerimize mağlup olmamayı tavsiye eden Peygamberimiz (SAV) şöyle buyuruyor:

 

ستكون أثرة وأمورتنكرونهاقالوايارسول الله فماتامرونا.قال:تؤدون الحق الذىعليكم وتسءلون الله الذىلكم.

 

     “Yakın bir gelecekte haksız yere tercih yapma ve hoşlanmayacağınız işler olacaktır.” Ashab-ı Kiram: “Ey Allah’ın Rasülü, o sırada bize ne şekilde hareket etmemizi emredersiniz?” dediler. Peygamberimiz (SAV): “Üzerinizdeki hakları verir, sizin için olan hakları Allah’tan istersiniz.”

     Diğer bir hadis-i şerif te şöyledir:

عن أسامة (رض)قال أشرف النبي (صعلم)فقال:هل ترون مآأرىإنىأرىالفتن تقع خلال بيوتكم مواقع القطر.

     “Üsame (RA) şöyle rivayet ediyor: Peygamberimiz (SAV) Medine kalelerinden biri üzerine çıkıp oradan bakmış ve şöyle buyurmuştu: Benim görmekte olduğumu siz de görüyor musunuz? Ben evlerinizin arasına yağmur düşen mevkilere fitnenin düştüğünü görüyorum.”

     Fitnelerin hepsi bir takım tahribatlara sebep olmuştur. Sonuncusu kâinatın tarumar olmasına sebep olacaktır. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyuruyor: “Şu ümmet içinde dört büyük fitne olacaktır. Âlemin yok olup gitmesi sonuncusudur.”

     Hadiste bahsi geçen dört fitnenin ve sonuncusunun ne olduğunu İmran b.Hüseyin’in rivayet ettiği hadisten anlıyoruz. İlk defa kan dökmenin helal kabul edileceği, bunu takiben başkasın ait malın helalmiş gibi hareket edileceği, ondan sonra zinanın yaygınlaşacağı, sonuncusunun da Deccal’ın çıkıp âlemi fesada vereceği açıklanmaktadır. Zira Deccal âdemoğlunu sapkınlaştırıp âlemin nizamını sarsacaktır.

 

KAYNAK : KÜRSÜDEN MÜMİNLERE VAAZLAR     MEHMET EMRE

Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi15
Bugün Toplam382
Toplam Ziyaret4704470
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI