• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











İçki ve Uyuşturucuya Karşı Uyanık Olmak

İÇKİ VE UYUŞTURUCUYA KARŞI UYANIK OLMAK

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ:

 

     “Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (MAİDE SURESİ – 90. AYET) 

     Bilindiği gibi yüce dinimiz insana ve insan hayatına büyük önem vermiştir. Çünkü insan, Allah’ın en üstün yaratığıdır. Allah, onu en güzel surette yaratmış ve akıl gibi üstün yeteneklerle donatmıştır. Bu konuda Kur’an şöyle buyurur:

 

لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ:

 

     “Biz insanı en güzel biçimde yarattık.”   (TİN SURESİ – 4. AYET)

 

وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنِي آدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُم مِّنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَى كَثِيرٍ مِّمَّنْ خَلَقْنَا تَفْضِيلاً:

 

     “Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.”  (İSRA SURESİ – 70. AYET)

     Bu ayetlerde Allah, insanoğlunu en güzel biçimde yarattığını ve onun Kâinattaki özel yerine işaret etmektedir.

     Allah’ın en güzel surette yarattığı insanın görevlerinden birisi de hayatını ve sağlığını korumaktır. Bu, insanın kıyamet günü sorumlu olacağı hususlardan birisidir. Bu sebepledir ki, insanın hayatını koruması uğrunda öldürülmesi halinde şehit olacağı bildirilmiştir. Bu konuda Hz Peygamber (SAV) şöyle buyuruyor:

     “Hayatını koruma uğrunda öldürülen kimse şehittir.”

     İnsan hayatının genel olarak çocukluk, gençlik, yaşlılık ve ihtiyarlık olmak üzere dört dönemi vardır. Bu dönemlerin her birinin ayrı ayrı özellikleri olmakla beraber en önemli olanı gençlik dönemidir. Çocukluk ile yaşlılık arasındaki bu dönem, iyi ve kötü alışkanlıkların kazanıldığı bir dönemdir. Bu dönemde edinilen alışkanlıklar hemen hemen ömür boyu devam eder. Pek az insan gençliğinde edindiği kötü alışkanlıkları yaşlandıktan sonra terk eder. Pek çoğu ise bu alışkanlıklardan kolay kolay kurtulamaz.

     Gençlikte kazanılan bu alışkanlıklar, iyi, güzel ve yararlı ise, insanın hayatı huzurlu ve mutlu olur. Şayet bunlar zararlı ve kötü alışkanlıklar ise, insana hayatı zehir ederler. Bu itibarla gençlik dönemi insanın geleceği için büyük önem taşır. Bu durumda gençlere olduğu kadar ailelere de büyük görevler düşer. Çocukları için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan anne-babalar, çocuklarının bu yönleriyle ilgilenmeyecek olurlarsa, çocuklar aileleri için olduğu kadar toplum için de giderilmesi güç olan üzüntü ve sıkıntıların yaşanmasına sebep olurlar. Bunun içindir ki Allah, Kur’an’da bizleri şöyle uyarıyor:

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَاراً وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌلَا يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ:

 

     “Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.”  (TAHRİM SURESİ – 6. AYET)

     Evet, görevimiz sadece kendimiz değil, Allah’ın birer emanet olarak verdiği çoluk-çocuğumuzu da ateşten korumaktır. Hz Peygamber (SAV) de şöyle buyuruyor:

     “Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermiş olamaz.”

     Çocukluk döneminde olduğu kadar gençlik döneminde de ailenin çocuklarla ilgilenmesi, onların güzel terbiye edilmesi; onların güzel terbiye edilmesi, iyi alışkanlıklar edinmelerine; din, vatan, millet hatta insanlık için yararlı olacak özellikler kazanmalarına yardımcı olmaları bir görevdir. Bu, onlar için para ve servet biriktirmekten daha hayırlı olacaktır. Bunda şüphe yoktur. Çünkü terbiyesine özen gösterilmemiş ve iyi hasletler edinmelerine çalışılmamış bir çocuğa istediğiniz kadar servet bırakınız, bu servet onu mutlu kılmayacağı gibi, hayatı da kendisine zehir olacak; aile için olduğu kadar toplum için de huzursuzluk kaynağı haline gelecektir. Bunun en acı örneklerini zaman zaman televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında rastlamaktayız.

     ŞİMDİ AKLA BİR SORU GELİYOR: BUGÜN GENÇLİĞE YÖNELİK NE GİBİ TEHLİKELER VARDIR?

     Evet, bugün gençlik için en zararlı alışkanlıkların başında alkol ve uyuşturucu gelmektedir. Zamanında önlem alınmazsa, iş işten geçtikten sonra pişman olmak hiçbir fayda vermez. Bize düşen önce önlem almak, sonra da genç yavrularımızı Allah’a emanet etmektir. Biz, bize düşeni yapmadan: “Allah onları korur, biz onları Allah’a emanet ettik.” Dersek, yanlış yapmış oluruz. Nasıl ki Hz Peygamber (SAV) kendisini ziyarete gelen bir Bedevî’ye, ne ile geldiğini sormuş, Bedevî’nin deve ile geldiğini söylemesi üzerine, Hz Peygamber (SAV), deveyi ne yaptığını sormuş, Bedevî’nin devesini Allah’a emanet ettiğini söylemesi üzerine Hz Peygamber (SAV) şöyle buyurmuştur: “Deveni bağla, sonra Allah’a tevekkül et.”

     Öyleyse bizler de her işimizde Hz Peygamber (SAV)’i örnek alacağız, Hz Peygamber (SAV)’in uyarılarına dikkat edeceğiz. Bu cümleden olmak üzere genç yavrularımızla devamlı surette ilgilenecek, kiminle arkadaşlık yaptıklarını ve boş vakitlerini nasıl geçirdiklerini denetleyeceğiz.

     Evet, gençler için iki tehlike vardır: Alkol ve uyuşturucu. Önce alkol üzerinde duralım ve zararlarına kısaca işaret edelim:

     Bilindiği gibi dinimiz, alkolü yani içkiyi haram kılmıştır. İçki hakkında Kur’an-ı Kerim’de dört ayet vardır:

     BİRİNCİ AYET:

 

وَمِن ثَمَرَاتِ النَّخِيلِ وَالأَعْنَابِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَراً وَرِزْقاًحَسَناً إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَةً لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ:

 

     “Hurma ve üzüm gibi meyvelerden hem içki hem de güzel gıdalar edinirsiniz. İşte bunlarda da aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.”  (NAHL SURESİ – 67. AYET)

     Bu ayet, Mekke’de nazil olmuştur. Bununla içki henüz haram edilmemiş olmakla beraber, içkinin rızka karşı zikredilmiş ve dolaylı yoldan güzel bir şey olmadığına işaret edilmiştir.

     İKİNCİ AYET:

 

يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِوَالْمَيْسِرِ قُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَإِثْمُهُمَاأَكْبَرُ مِن نَّفْعِهِمَا:

 

     “Sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür.”  (BAKARA SURESİ – 219. AYET)

     Bu ayet, şarap ve kumarı kesin olarak yasaklamıyorsa da bunlarda büyük günah olduğunu beyan ediyor.

     ÜÇÜNCÜ AYET:

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَقْرَبُواْ الصَّلاَةَ وَأَنتُمْ سُكَارَى حَتَّىَ تَعْلَمُواْ مَا تَقُولُونَ:

 

     “Ey iman edenler! Siz sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın.”  (NİSA SURESİ – 43. AYET)

     Bu ayette içki kesin olarak haram kılınmamakta ancak sarhoşken namaz kılınamayacağı ifade edilmektedir. Bu ayetin nazil olmasından sonra da bazı kimseler sarhoşken namaz kılınamayacağını dikkate alarak namazı kazaya bırakmamak için içkiyi tamamen terk etmeyi uygun bulmuşlardır.

     DÖRDÜNCÜ AYET:

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ:

 

     “Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.”  (MAİDE SURESİ – 90. AYET)

     İçki hakkında en son nazil olan ayet budur; içkiyi de kumarı da kesin olarak haram kılmış, yasaklamıştır.

     İçki, birden değil de tedricen, yani azar azar haram kılınmıştır. Bunun sebebi de Cahiliye devri Araplarının aşırı derecede içkiye düşkün olmaları nedeniyle, içkinin birden haram kılınması halinde o toplumda meydana getireceği sarsıntıdır. Önce üzüm ve hurma gibi meyvelerden içki ve rızık edinilmekte olduğu bildirilmiş, daha sonra inen ayette ise, içkide büyük günah olduğu ifade buyrulmuş, sonra da sarhoş olarak namaz kılınamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu ayetlerden her biri indikçe, içkinin iyi bir şey olmadığını anlayarak terk edenler olmuştur. En son nazil olan ayet ise içkiyi kesin olarak haram kılmıştır. Bu tedricilik, içkinin haram olduğunun daha kolay benimsenmesini sağlamıştır.

 

İÇKİ NİÇİN HARAM KILINMIŞTIR?

 

     Çünkü İslam dini; iyi, temiz ve insan sağlığına yararlı olan şeyleri helal, kötü, p,s ve zararlı olan şeyleri de haram kılmıştır. İçki de pek çok zararları olan bir maddedir. İçkinin haram olduğu bildirilen ayetten sonra Allah şöyle buyuruyor:

 

إِنَّمَا يُرِيدُالشَّيْطَانُ أَن يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَن ذِكْرِ اللّهِ وَعَنِ الصَّلاَةِ فَهَلْ أَنتُم مُّنتَهُونَ:

 

     “Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?” (MAİDE SURESİ – 91. AYET)

     İçki içenlerin zaman zaman ölümle sonuçlanan kavgaların eksik olmaması, ayette ifade edilen hususu doğrulamaktadır. Ülkemizde işlenen cinayetlerin yaklaşık %60’ı, sarhoşken işlenmektedir. Bunun yanında sarhoşluk, tecavüz ve gasp gibi çeşitli suçların işlenmesinde de en önemli faktördür.

     İçki, aile hayatını da felce uğratır. Kişinin ailesi ve çocuklarıyla ilgilenmemesine ve bu yüzden yuvaların yıkılmasına da büyük ölçüde sebep olmaktadır. İçki, insan sağlığını da olumsuz şekilde etkiler. Mide ve akciğer gibi iç organlarda yaptığı tahribatla vücudun çalışma düzenini bozar. Doktorlar, karaciğerde siroz hastalığının alkoliklerde içki içmeyenlere oranla sekiz misli daha fazla görüldüğünü söylemektedirler. Yine alkollü içkilerin ağız, gırtlak ve yemek borusu kanserleri yanında vücutta diğer kanser tiplerine de yakalanma riskini arttırdığı, araştırmalar sonucunda ilgililerce ifade edilmektedir.

     Büyük ölçüde can ve mal kaybına sebep olan ve pek çok kimsenin sakat kalması sonucunu doğuran trafik kazalarının büyük bir kısmının, alkollü araç kullanmaktan meydana geldiği bir gerçektir.

     Bunlar, içkinin sadece bir kısım zararlarıdır, başka zararları da vardır. Hz Peygamber (SAV) şöyle buyuruyor:

     “İçkiden sakının, çünkü o, bütün pisliklerin anasıdır.”

     İşte dinimiz içkiyi bunun için haram kılmıştır.

 

İÇKİ, BİR İLAÇ OLARAK KULLANILABİLİR Mİ?

 

     Bu husus zaman zaman sorulmaktadır, Hz Peygamber (SAV)’e de sorulmuştur:

     Tarık b. Süveyd El-Cûfî adındaki sahabe, Hz Peygamber (SAV)’e şarabın hükmünü sormuş, Hz Peygamber (SAV) de onu şaraptan men etmiş, şarabın haram olduğunu söylemişti. Bunun üzerine Tarık, şöyle dedi: “Ama ben onu sadece ilaç için yapıyorum.” Hz Peygamber (SAV) şöyle buyurdu: “O, ilaç değil derttir.”

     Tıp dünyası da bu görüşe katılmakta, alkolün ilaç olarak kullanılamayacağını söylemektedir. Nitekim Amerika’da yetkili bir heyet şöyle diyor:

     “Alkollü içkilerin tedavi edici bir ilaç gibi ve vücuda faydalı bir gıda gibi kullanılmasının hiçbir ilmî temeli yoktur.”

     Ancak gerek içki, gerekse diğer haram olan maddelerin hastalığı tedavi edeceği kesin olarak bilinir ve o hastalık için başka da ilaç bulunamazsa, o takdirde bunlarla tedavisi caiz olur.

 

ŞARABIN DIŞINDAKİ İÇKİLER DE HARAM MIDIR?

 

     Ayette şaraptan söz edilmektedir. Ancak sarhoşluk veren her çeşit içki de haramdır. Nitekim Hz Peygamber (SAV) şöyle buyuruyor:

     “Sarhoşluk veren her şey şaraptır ve her şarap ta haramdır.”

     Bu hadisiyle Hz Peygamber (SAV), ayette zikredilmemesine rağmen sarhoşluk veren her maddenin şarap hükmünde olduğunu bildirmiştir.

     Ayrıca haram olan içkinin çoğu ile azı arasında bir fark olmadığını da yine Hz Peygamber (SAV) şöyle haber veriyor:

     “Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır.”

     Uyuşturucuya gelince, bu da içki gibi haramdır. Çünkü insan sağlığını bozan hatta insan hayatını tehlikeye atan maddelerin başında uyuşturucu gelir. Esrar, eroin, afyon, kokain ve morfin maddeler, uyuşturucu maddelerdir. Bunlar da içki gibi haramdır; kullanılması da alınıp satılması ve ticaretinin yapılması da haramdır.

     Bu uyuşturucu maddelerin en önemli ortak özelliklerinden birisi, az miktarda alınmaları halinde bile alışkanlık yapmalarıdır. Mesela; bir defa eroin kullanan ve kendisinde alışkanlık meydana gelen kimsenin, bundan kurtulması çok zordur.

     Uyuşturucu, içki gibi hatta ondan da daha kötü bir şekilde aile hayatını yıkar ve sosyal ilişkileri felce uğratır. Uyuşturucu bağımlısı ailesine, çocuklarına, akraba ve komşularına karşı sorumluluğunu kaybeder. Tek aradığı şey uyuşturucudur. Onu bulmak için her şeyini feda eder. Çünkü onun için hayatta ondan başka bir şey, hiçbir değer ifade etmez. Uyuşturucu almak için para bulamadığında hırsızlık yapmaktan ve suç işlemekten bile çekinmez. Zaman zaman televizyon ekranlarına ve gazete sayfalarına yansıyan görüntüler, gerçekten uyuşturucu bağımlısının anlatmaya çalıştığımız bu feci halini gözler önüne sermektedir. Hiç kimse ne kendisinin ne de bir yakınının hatta hiçbir insanın o duruma düşmesini istemez.

     Evet, uyuşturucu, insanın en üstün bir yaratık olma özelliğini ortadan kaldırır. Allah korusun, hem Yüce Yaratıcı katında hem de insanlar nazarında çok kötü bir duruma düşmesine sebep olur.

     Bunun için değerli gençler, çok dikkatli olun, böyle bir felaketi sakın denemeye bile kalkmayın. Çünkü zehir denenmediği gibi, uyuşturucu da denenmez. Zehiri denemeye kalktığımızda hayatımızı kaybedeceğimiz gibi, uyuşturucuyu denediğimizde de aynı şekilde hayatımızı kaybetmiş oluruz.

     Değerli anne-babalar, çocuklarımızla çok ilgilenmeliyiz. Terbiye ve eğitimlerine özen gösterdiğimiz gibi, alkol ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklar edinmemeleri için de gerekli titizliği ve dikkati göstermeliyiz. Aksi takdirde sonra pişman oluruz., ama bu pişmanlık, iş işten geçeceği için hiçbir fayda sağlamaz.

     Allah, milletimizi alkol ve uyuşturucu tuzaklarına düşmekten korusun ve bizlere acı günler göstermesin. ÂMİN.

 

KAYNAK : DİYANET AYLIK DERGİ     MAYIS - 99

Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi12
Bugün Toplam1023
Toplam Ziyaret4707314
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI