• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Örfün Dindeki Yeri

ÖRFÜN DİNDEKİ YERİ[1]

 

I. Konunun Planı

A-  Örfün Tanımı

B- Kur’an-ı Kerim’de Örf

C- Hadislerde Örf

D- Örfün Sıhhat Yönünden Çeşitleri:

1. Sahih Örf

2. Fâsit Örf

 E- Sahih Örfün Toplumdaki Oluşum Şekline Göre Çeşitleri:

1. Genel Örf

2. Özel Örf

F- Toplumun Yaşantısının Şekillenmesinde Örfün Yeri

G- Kitap ve Sünnette Çözümü Örfe Bırakılan Çeşitli Meseleler

1. Kadının Nafakasını Örfe Göre Belirlenmesi

2. Çocukların Nafakasının  Örfe Göre Belirlenmesi

3. Süt Anneye Verilecek Ücretin Örfe Göre Belirlenmesi 

4. Velinin Yoksul Olunca Yetimin Malından Örfe Göre Yiyebileceği

5.  Müslümanların Güzel Görüp Benimsediği Şeylerin Dinen Muteber Sayılması

H- Örfün Değişmesiyle Hükümlerin Değişmesi:

1. Taat Sayılan Amel Karşılığında Ücret Alınması.

2. Emanet; Kasıt, Kusur veya İhmal Olmadıkça Tazmin Edilmemesi

3. Vakıf Arazi ile Yetimlere Ait Malların Kiraya Verilmesi Bir Süre ile Sınırlandırılması     

4. Şâhitlik İçin, Şahitlerin Tezkiyesine Gerek Duyulmaması

 

II. Konunun Açılımı ve İşlenişi

Konuya örfün tarifi yapılarak başlanır. Konuyla yakından ilgisi olması bakımından “adet”, “maruf”, ve “münker” kavramları da açıklanır.Daha sonra Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerden örfle ilgili örnekler verilerek konuya giriş yapılmış olur.Bundan sonra örfün dindeki yeri, örfün çeşitleri, kitap ve sünnette örfe bırakılan hususlar gibi konular örnekler verilerek genişçe izah edilir.“Zamanın değişmesiyle hükümler de değişir” Mecelle kaidesi çerçevesinde, zamanla değişen örflerin hükümlerde de değişikliklere sebep olduğu örneklendirilerek anlatılır.

 

     Son olarak dinimizin Kur’an ve sünnete ters düşmeyen örf ve adetlere değer verdiği ancak; kan davası, töre cinayetleri, başlık parası, kehanet ve falcılık gibi yanlış örf ve adetlerin dinde yerinin olmadığı konusu hatırlatılarak vaaza son verilir.

    

III. Konunun Özet Sunumu

         “İyiliği emretme. “İyi olan” diye çevirdiğimiz ve Türkçe’de “örf” şeklinde telaffuz edilen urf kelimesi, “bilme, tanıma” mânasındaki irfan kökünden bir terim olup, aynı kökten ma‘rûf kelimesi gibi “iyilik olarak bilinen ve benimsenen şey” anlamında kullanılır. Buna göre örf kelimesi, dinin özel hükümlerine ve genel amaçlarına ters düşmemek şartıyla aklıselimin ve kamu vicdanının hayırlı ve yararlı görüp âdet haline getirdiği her türlü dinî ve dünyevî konulardaki iyilik ve güzellikleri  içermektedir.”[2]

 İnsanların güzel gördüğü örfe aykırı hareket etmek, güçlük ve sıkıntıya sebep olur. Kur'an'da ise, "Allah, sizin için dinde bir güçlük kılmadı."[3] buyurulmuştur.Bu itibarla, "Sahih örf ile sabit olan şey, şer'i bir delil ile sabit olmuş gibidir." denilmiştir. Bu  sözün mânası, "örf ile sabit olan şey, nass bulunmayan yerde itimada lâyık bir delil ile sabit olmuş" demektir. Örfü, hüküm istinbadı için bir delil olarak alan bilginler, onun, Kitap ve Sünnet bulunmayan yerlerde geçerli olduğunu kabul ederler. Örf, Kitap ve Sünnet'e aykırı düşerse muteber olmaz. Mesela; içki ve faizcilik, bazen insanlar tarafından âdet hâline getirilebilir; fakat nassları ihmal etmek olan bu gibi hâlleri örf saymak doğru olmaz; aksine bunlara karşı koymak gerekir.

 

IV. Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Ayetler

    

               خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَأَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِلِينَ

         “Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.”[4] 

     “-Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için- anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir. Hiçbir kimseye gücünün üstünde bir yük ve sorumluluk teklif edilmez. -Hiçbir anne ve hiçbir baba çocuğu sebebiyle zarara uğratılmasın- (Baba ölmüşse) mirasçı da aynı şeyle sorumludur. Eğer (anne ve baba) kendi aralarında danışıp anlaşarak (iki yıl dolmadan) çocuğu sütten kesmek isterlerse onlara günah yoktur. Eğer çocuklarınızı (bir süt anneye) emzirtmek isterseniz örfe uygun olarak vereceğiniz ücreti güzelce ödediğiniz takdirde size bir günah yoktur. Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki, Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görendir.”[5] 

     Örf konusuyla ilgili diğer bazı ayetler: 

  Al-i İmran, 3/110; Al-i İmran, 3/114; Tevbe, 9/112; Bakara, 2/241;  Bakara, 2/236; Nisa, 4/6;     Bakara, 2/178

    
V. Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Hadisler

                         فَمَا رَأَى الْمُسْلِمُونَ حَسَنًا فَهُوَ عِنْدَ اللَّهِ حَسَنٌ وَمَا رَأَوْا سَيِّئًا فَهُوَ عِنْدَ اللَّهِ سَيِّئٌ‏

   “Müslümanların güzel gördüğü şey, Allah katında da güzeldir.Müslümanların kötü gördüğü şey, Allah katında da kötüdür.”[6]

                            قال رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « كُلُّ معرُوفٍ صدقَةٌ »

   Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Her bir ma'ruf sadakadır"[7]

عَنْ عَائِشَةَ ـ رضى الله عنها ـ قَالَتْ هِنْدٌ أُمُّ مُعَاوِيَةَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِنَّ أَبَا سُفْيَانَ رَجُلٌ شَحِيحٌ، فَهَلْ عَلَىَّ جُنَاحٌ أَنْ آخُذَ مِنْ مَالِهِ سِرًّا قَالَ ‏"‏ خُذِي أَنْتِ وَبَنُوكِ مَا يَكْفِيكِ بِالْمَعْرُوفِ ‏"‏‏.‏

     - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Ebu Süfyan'ın karısı Hind, (Bir gün gelerek) "Ey Allah'ın Resûlü dedi. Ebu Süfyan cimri bir adamdır. Bana ve çocuğuma yetecek miktarda (nafaka) vermiyor. Durumu idare için, onun bilmez tarafından, almam gerekiyor! (Ne yapayım?)"

Aleyhissalatu vesselam:

"Örfe göre sana ve çocuğuna kifayet edecek miktarda al!" buyurdular."[8]

عن عَائِشَةَ ـ رضى الله عنها ـ تَقُولُ ‏{‏وَمَنْ كَانَ غَنِيًّا فَلْيَسْتَعْفِفْ وَمَنْ كَانَ فَقِيرًا فَلْيَأْكُلْ بِالْمَعْرُوفِ‏}‏ أُنْزِلَتْ فِي وَالِي الْيَتِيمِ الَّذِي يُقِيمُ عَلَيْهِ، وَيُصْلِحُ فِي مَالِهِ، إِنْ كَانَ فَقِيرًا أَكَلَ مِنْهُ بِالْمَعْرُوفِ‏.

     Yine Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) " Zengin olan iffetli olmağa çalışsın, yoksul olan uygun bir şekilde yesin..." (Nisa, 6), ayeti hakkında şu açıklamayı yaptı: "Bu âyet, yetime bakan velinin fakir olması halinde, bakım hizmetine mukabil, yetimin malından uygun şekilde yiyebileceğini beyân için nâzil olmuştur."[9]

    
VI. Mecellede yer alan örfle ilgili maddeler

Adet muhakkemdir (Mecelle: 36).

Nassın isti'mali bir hüccettir ki, anınla amel vâcip olur (Mecelle: 37).

Örfen maruf olan şey, meşrut kılınmış gibidir (Mecelle: 43).

Adetin delâletiyle hakiki mana terk olunur (Mecelle: 40)

Örf ile tayin, nass ile tayin gibidir (Mecelle: 45).

Tüccar arasında mâruf olan şey, aralarında meşrût gibidir (Mecelle: 44).

Örfle sâbit olan şey, nassla sâbit gibidir (İbn-i Abidin).

 

 VII. Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar

 

 1. Zekiyüddin Şa'ban, Usûlül-Fıkh, Terceme. İbrahim Kafi Dönmez, Ankara : Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1990.

         2. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm İlmihali, İstanbul Erkam Yayınları, 1991.

         3. Mehmet Şener, İslâm Hukukunda Örf, İzmir,Öğrenci Basımevi, 1987.

         4. Selahattin Kıyıcı, İslam hukukunda örf ve adet, İstanbul : İşaret Yayınları, 1990.



[1] Not: Bu vaaz projesi Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Yunus AKKAYA tarafından hazırlanmıştır.

[2] Kuran Yolu Meal ve Tefsiri, II; 509; Hayrettin Karaman...[ve öte.]. Ankara : Diyanet İşleri Başkanlığı, 2004.

[3]Hac, 22/78

[4] A’raf, 7/199

[5] Bakara, 2/233

[6] Ahmad b. Hanbel,Müsned, I; 379

[7] Buhari, Sahih, Edep, 78/33, (VII;79)

[8] Buhari, Sahih, Büyu, 34/95 (III;36)

[9] Buhari, Sahih, Büyu, 34/95 (III;36)

Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam426
Toplam Ziyaret4706717
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI