• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Tövbe ve İstiğfar

TÖVBE VE İSTİĞFAR[1]

 

I) Konunun Planı

A)    Günah ve Tövbe Kavramı

B)    Tövbenin Şartları

C)    Âyet  ve Hadislerde Tövbe

D)    Tövbenin Birey ve Toplum Açısından Kazandırdıkları

E)     Samimiyet, Takva Kavramları

II) Konunun Açılımı ve İşlenişi

Konuya günah ve tövbe kavramlarının izahı ile başlanır. Konuşmaya, her insanın hata yapabileceği, günah işleyebileyeceği gerçeği ile başlanabilir. Günah kavramı, büyük ve küçük günahlar üzerinde durulur. Tövbe ile ilgili ayet  ve hadisler okunur. Günahların birey ve toplumsal açıdan zararları ele alınır. Tövbenin şartları ve tövbenin insana kazandırdıklarına  temas edilir.

 

III) Konunun Özet Sunumu

 

Yüce Allah, insanı şerefli bir varlık olarak yaratmış[2], onu yeryüzüne halife tayin etmiş[3] ve verdiği nimetlerle diğer yaratılanlara onu üstün kılmıştır.[4]  Hz. Ali’ye isnad edilen, “ Sen kendini  küçük bir varlık sanırsın oysa sende en büyük âlem dürülmüş halde mevcuttur.”[5] mısraları, bu gerçeği gayet güzel ve veciz bir şekilde dile getirmiştir.

İnsan her ne kadar Allah’ın mükemmel bir biçimde yarattığı varlık olsa da zaman zaman bilerek ya da bilmeyerek hata, kusur ve günah olarak nitelendirilebilecek türden davranış ve tutumlar sergileyebilir. Günah işlemek, hata etmek, belki de insanı meleklerden ayıran özelliklerin başında gelir. İnsanın yaratılış aşamasında meleklerin,

وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ

Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, demişti. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler...”[6] şeklindeki serzenişini dile getiren âyet, belki de ifadelerimizin temellendirilmesinde bizlere ışık tutacak,   insanın doğa ve davranışlarının gerçekçi bir tahlile tâbi  tutulmasında katkı sağlayacaktır. Bu zaviyeden bakıldığında ömür sürecinde hemen herkesin hata veya günah olarak nitelendirilebilecek türden bir davranış ya da  tutum sergilemesinin olağan olduğu görülecektir. Zaten Hz. Peygamber (s.a.s.), كُلُّ بَنِي آدَمَ خَطَّاءٌ. وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ  “Bütün insanlar hata yapar, hata yapanların en hayırlısı ise hatasından dönendir. ”[7] sözüyle bu hususa dikkat çekmiştir.  Gazzâlî de  insan için tövbenin gerekliliği ve kaçınılmaz olduğunu Hz. Adem’i örnek vermek suretiyle şöyle  açıklamaktadır: “İnsanoğlunun babası bile tövbeden müstağni kalamamıştır. Babanın yaratılışına uymayan ve babanın güç yetiremeyeceği şeye, çocukları hiç güç yetiremez.” .[8]

Günahlar, gönül dünyamızı, ruhî yapımızı kirleten davranış ve eylemlerdir. Hz. Peygamber (a.s.) , “Kul, bir günah işlediği zaman kalbine siyah bir leke çizilir. Günahı bırakıp tövbe ederse kalbi temizlenir.” (Müslim, İman, 231)  hadisiyle bu duruma işaret etmektedir. Önde gelen İslâm alim ve müteffekirlerinden İmam Gazzâlî’nin teşbihi  bu bağlamda zikre değerdir. O şöyle diyor: Cilalı aynanın karşısında duran insanın aynaya yansıyan nefesi, aynayı kararttığı gibi, kişinin uyduğu şehvet ve işlediği günahlardan oluşan karanlıklar da kalp üzerinde birikerek onu paslatır, karartır. Aynanın yüzünde biriken pas zamanla madenin içine işleyip maddesini bozduğu gibi,  kalbin üzerinde biriken pas da tab’ı (tabiat) olur, kalbin üzerini kapatır..” (Gazzâlî, İhyâ, IV, 10)  Gazzâlî'nin bu benzetmesi,  Hz. Peygamber’in yukarıda naklettiğimiz hadisinin açılımı niteliğindedir. Günahlarla kirlenen, kararan gönül dünyamız tövbe ile gerçek hüviyetine yeniden kavuşmaktadır.


Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, tövbe kapısının açık olması doğası gereği hayır ve şer işlemeye yatkın ve elverişli olan insan için bir fırsattır. Her insan, nitelik ve niceliği değişse de günah işler ve hata eder. Ama erdem ve gerçekten iman sahibi mü’min, işlediği günah veya yaptığı hatadan, pişmanlık duyarak hemen Yüce Rabbine sığınır ve O’ndan af dileyerek tövbe eder. O günah ve hatada, bile bile ısrar etmez. Tövbeleri kabul merciinin sadece Allah olduğunu bilir ve O’na yönelir. Allah Teâlâ, kendisine samimiyetle açılan elleri, yönelen gönülleri asla boş çevirmez. Tövbe, her nasılsa günah işlemiş veya günaha bulaşmış insanların temiz bir hayata başlangıçları için tanınan bir kredi olarak nitelendirilebilir. Günahları sebebiyle umutsuzluğa saplanmış, hayata, topluma küsmüş insanları hayata bağlamanın önemli manevî etkenlerindendir tövbe.  Tövbe ile af edileceği umudunu yakalayan insan, topluma yeni bir güç olarak döner. İşlediği günahlarla hem nefsine hem de topluma zarar veren kimseler, tövbe ile bu konumundan uzaklaşma gayreti içerisine girmiş olurlar.

 

IV) Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Ayetler

           

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَّصُوحاً عَسَى رَبُّكُمْ أَن يُكَفِّرَ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللَّهُ النَّبِيَّ وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ …

“Ey iman edenler!Allah’a yürekten (nasûh tevbesiyle) tevbe edin. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter. Allah’ın, peygamberi ve onunla beraber olanları utandırmayacağı günde, sizi altından ırmaklar akan cennetlere sokar...” [9]

 

قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعاً إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

 

“De ki: Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”[10]

إِنَّ اللّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَن يَشَاءُ وَمَن يُشْرِكْ بِاللّهِ فَقَدِ افْتَرَى إِثْماً عَظِيماً

“Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez. Bundan başkasını dilediğine bağışlar.”[11]

وَأَنِ اسْتَغْفِرُواْ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُواْ إِلَيْهِ …ِ

“Rabbinizden  mağfiret dileyin, sonra O’na tevbe edin…”[12]

 

V) Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Hadisler

             (والله إني لأستغفر الله وأتوب إليه في اليوم أكثر من سبعين مرة).

“Vallahi ben, günde yetmiş defadan fazla Allah’tan beni bağışlamasını dilerim, tövbe ederim.” [13]

قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (الله أفرح بتوبة عبده من أحدكم، سقط على بعيره، وقد أضله في أرض فلاة

“Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teâla’nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zaman ki sevincinden çok daha fazladır.”[14]

عن النبي صلى الله عليه وسلم قال "إن الله عز وجل يبسط يده بالليل، ليتوب مسيء النهارويبسط يده بالنهار، ليتوب مسيء الليل. حتى تطلع الشمس من مغربها".

“Allah Teâla gündüz günah işleyenin tövbesini kabul etmek için geceleyin elini açar. Geceleyin günah işleyenin tövbesini kabul etmek için de gündüzün elini açar. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar böyle devam edip gider.” [15]

إِنَّ اللهَ عَزَّ وَجَلَّ لَيَقَبْلُ تَوْبَةَ الْعَبْدِ مَالَمْ يُغَرْغِرْ

“Bir kul can çekişmeye başlamadığı sürece, Allah Teâla onun tövbesini kabul eder.”[16]

 

VI) Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar

Nevevî, Riyazü’s-Salihin, Ter. Hasan Hüsnü Erdem ve Kıvamuddin Burslan, DİB yayınları, Ankara 1972.

Türkçe Tercüme ve Şerhi: Riyazü’s-Salihîn Peygamber Efendimizden Hayat Ölçüleri, Hazırlayanlar. Prof.Dr. M.Yaşar Kandemir, Prof. Dr. İsmail L. Çakan, Doç Dr. Raşit Küçük, Erkam Yayınları, İstanbul 1997.

Dr. Yaşar YİĞİT, “ Bireysel ve Toplumsal Kazanımlar Açısından Tevbenin Değerlendirilmesi” , Diyanet Aylık Dergi,  sy.143, Mart 2003.

Sadık Kılıç,  Kur’an’da Günah Kavramı

Lütfi Şentürk, İslam Dininde Haramlar ve Büyük Günahlar, DİB yayınları Ankara 1998.

Hamid b. Muhammed b. Hamid Muslih (terc. İsmail Kaya), Günahların Fert ve Toplumlara Zararları

İsmail Karaçam, İslam’da Tövbe, Nedve Yay., İstanbul 1982.

“İslamî Kimliğin Kazanılmasında  Tövbenin Rolü ve Önemi”  Diyanet Aylık Dergi, sy. 131.

 



[1] Bu vaaz projesi Dr. Yaşar YİĞİT tarafından hazırlanmıştır.

[2] Tîn, 95/4.

[3] Bakara, 2/30.

[4] İsra, 17/70.

[5] Elmalı’lı, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul, ty., VIII, 5936.

[6] Bakara, 2/30.

[7] İbn Mace Zühd, 37/30 (II, 1420). 

[8] Gazzâlî, İhyâu Ulûmi'd-Dîn, Beyrut, ty., IV, 2.

[9]Tahrîm, 66/8.

[10]Zümer, 39/53.

[11]Nisa, 4/48.

[12] Hûd, 11/3.

[13] Buharî, Daavat, 80/3(VII, 145).

[14] Buhâri, Daavât, 80/4 (VII, 146).

[15] Müslim, Tevbe, 5/31(III, 2113).

[16] İbn Mace, Tevbe, 30.

Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi13
Bugün Toplam764
Toplam Ziyaret4707055
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI