• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Dr. Talip AKBAŞ
takbas5@hotmail.com
ÜÇ AYLAR: YERİMİZ, YÖNÜMÜZ, DOSTUMUZ NE ÂLEMDE?
21/12/2025

İnsan çoğu zaman neyi kaybettiğini fark edemez. Fark ettiğinde ise artık iş işten geçmiş olur. Farkına varamadan nice kaybettiklerimiz olmuştur. Bunların en başında da zaman mefhumu gelmektedir. Bu durum şu gerçeği bir kez daha hatırımıza getiriyor hem de etkili bir şekilde; "En büyük kayıplar, fark edilmeden yaşanan kayıplardır." İşte Üç Ayların her yıl istikrarlı bir şekilde üzerimize doğması, tam da bu fark edemeyişimize karşı güçlü bir ikaz ve kendimize, fıtratımıza yani fabrika ayarlarımıza dönme imkânı sunan muhasebe mevsimidir. Üç ayları sadece belli ibadetlerin rutinine indirgemek, bu mübarek zaman diliminin ruhunu tam anlamıyla kavramaya yetmeyeceği açıktır. Esasında Üç Aylar, yerimizin, yönümüzün, dostlarımızın ve bize tahsis edilmiş olan zamanımızın meşru olup olmadığını muhasebe etme imkânı sunan müstesna vakitler olarak görülmelidir. Bu yönüyle Üç Aylar; insanın zaman ve mekânla kurduğu ilişkiyi yeniden anlamlandırdığı, hayatına istikamet kazandırarak kıble bilincini tazelediği ve aynı hedefe yönelmiş, aynı ahlâk çizgisinde buluşan sadakat temelli dostlukları inşa etme fırsatı sunduğu bir muhasebe aralığıdır. Bu mevsimin en nitelikli hasadı dört boyutlu sorgulama sürecini başarı ile tamamlayabilmektir.

İlk sorgulamayı mekan üzerinden yapmak gerekmektedir. Mekanın meşru olması önemlidir. Çünkü Kur'an'ın verdiği bilgiye göre mekanın da dili vardır. "Yer o dehşetli sarsıntısıyla sarsıldığında ve yer ağırlıklarını dışarı attığında ve insan, ne oluyor buna! dediğinde; o gün yer, bütün haberlerini rabbinin ona vahyettiği şekilde anlatır." (Zilzal, 1-4) Bastığın yerleri öylesine topraktır diyerek geçme sakın, gün gelecek yaşananları hiç aksatmadan sayıp dökecektir. Unutulmamalıdır ki üzerinde bulunduğumuz mekânlar, oturduğumuz meclisler ve içinde yer aldığımız ortamlar, karakterimizi doğrudan şekillendiriyor. Üç Aylar vesilesi ile kendimize şu soruyu içtenlikle yöneltmemiz çok yararlı sonuçlar doğuracaktır. Ben neredeyim ve bulunduğum yer, beni Allah'a yaklaştırıyor mu yoksa uzaklaştırıyor mu? Mekanla kuracağımız her ilişki yarın karşımıza mutlaka çıkacak ve yüzümüzü ak edecek veya kara edecektir.

İkinci sorgulama yön üzerine olmalıdır. Hayatta tarafsız kalmak diye bir şey yoktur; herkes bir yöne, bir istikamete doğru bir sel gibi akıp durmaktadır. Kur'an'ın beyanı ile; "Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır. (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir." (Bakara, 148) Kıble, yalnızca namazda yöneldiğimiz bir istikamet değil; hayatın bütününü hizalayan manevi bir merkezdir. Bireysel yaşamdan sosyal yaşama, dini yaşamdan iktisadi yaşama her alanda kıble bilincini kaybetmemek gerekir. Kıbleniz neresi ise algınıza, duygularınıza, düşünce ve davranışlarınıza yön veren işte o merkezdir bir başka ifade ile, algınızı belirleyen, duygularınızı şekillendiren, düşünce dünyanızı oluşturan ve davranış kalıplarınızı biçimlendiren merci neresi ise sizin kıbleniz işte orasıdır ve herkes tercih ettiği kıblenin adamıdır. Üç Aylar, hangi kıblenin adamı olduğumuzu gözden geçirerek kendi hayatımızı çek etmemiz gereken özel vakitlerdir. Yönüm neresi ve ben nereye doğru yürüyorum? Tercihlerim beni hangi sonuca götürüyor? Sorularını kendimize sormak sureti ile sonuçlarına katlanamayacağımız istikametten ayrılmalıyız. Çünkü her yönün mutlaka bir bedeli vardır.

Üçüncü sorgulama dost üzerinde olmalıdır. İnsan, benzeşme kabiliyeti sayesinde en çok birlikte yol yürüdüklerine benzer. Hz. Peygamberin hiç eskimeyen şu ifadesi "kişi arkadaşının dini üzeredir" oldukça manidardır. İman soyut bir şeydir; onun görünen tarafı ise kiminle oturup kalktığımız, kiminle yol yürüdüğümüz, kiminle konuştuğumuz, kimden etkilendiğimiz, kiminle aynı dili ve aynı gündemi paylaştığımızda saklıdır. Dostluk, dünyalıklara takılmadan devam eden, dünyayı aşıp ahirete uzanandır. Ve dostluk, ahirette birlikte olmayı göze alabilmektir. Üç Aylar, dostluklarımızı gözden geçirme zamanıdır: öyle anlaşılıyor ki kiminle yürüyorsam, ahirette de onunla olmak ister miyim? sorusu, insanın birçok ilişkisini yeniden değerlendirmesine yol açacak ve gerçek dostu belirleme imkânını yakalayacaktır.

Ancak bu üç boyutlu sorgulamayı kuşatan daha derin bir çerçeve zamandır. Zaman hem mekanın anlamını hem yönün değerini hem de dostluğun kıymet ve kalıcılığını temelden belirleyen ana unsurdur. Hayatın debdebesi içinde en az fark edilen ve en çok israf edilen nimet zaman nimetidir. "İki nimet vardır ki insanların pek çoğu bunların kıymetini bilmeyerek aldanmaktadır: Sağlık ve boş vakit" (Buhâri, Rikâk, 1) Üç Aylar, zamanın sıradan bir akış değil, emanet olduğunu hatırlatır. Her geçen gün ya lehimize ya aleyhimize şahitlik etmektedir. Bu yüzden Üç Aylar, vaktim nereye gidiyor? sorusunun anlam bulduğu değerli zamanlar olarak görülmelidir.

Yer, yön, dost ve zaman... Bu dört boyutlu sorgulama süreci, Üç Ayları, derin bir tefekküre, sahici bir öz eleştiriye ve etkili bir muhasebeye dönüştürecektir. Bu aylar, sadece daha fazla ibadet etmek değil; daha bilinçli yaşamak, daha nitelikli ameller üretmek, insanlığın içinden geçtiği bunaltıcı zulümlere karşı daha net bir duruş sergileme şuuruna erme aylarıdır. Üç Aylar Kuran ayı olan Ramazan'ın gelişini haber veren bir çağrıdır. Zikirle kalbi toparlamak, şükürle nimeti fark etmek ve tefekkürle hayatın sonluluğunu idrak etmek, bu çağrının pratik karşılıklarıdır. Sonuçta Üç Aylar, takvimde başlayan ve takvimde son bulan bir dönem değil; insanın kendine "Ben neredeyim, yönüm nereye dönük ve kendimi hizaladığım kişi kimdir?" sorusunu sorma cesareti gösterdiği bir farkındalık sürecidir. Eğer yerimiz, yönümüz, dostumuz ve zamanla kurduğumuz ilişki meşru bir ilişki ise hayatımız anlamlı bir çizgiyi temsil ediyor demektir. Asıl kazanç, bu muhasebe ile Ramazan'a ulaşmak ve sonrasında da Ramazan'ı bütün hayata taşıyabilmektir.

 



189 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BESLENEN UMUTLARIN ENKAZINDAYIM - 06/08/2025
Beslenen Umutların Enkazındayım
HUTBE NASIL OLMALIDIR? - 03/08/2025
Sultanahmet Camiinde Vaazdan Sonra Bir Vatandaş Sordu; Hutbe Nasıl Olmalıdır?
SORUMLULUK MU ÖZGÜRLÜK MÜ? - 23/06/2025
Sorumluluk mu Özgürlük mü?
SAKINCALI MEALLERİ NE YAPMALI? - 01/06/2025
Sakıncalı Mealleri Ne Yapmalı?
SEKİZ NİSAN'DA UHUD DAĞINDAYIZ - 07/04/2025
Sekiz Nisanda Uhud Dağındayız
SORUN NE DOSTUM? - 31/01/2025
Sorun ne dostum?
SAPTIRILMIŞ HAYATLAR, ÇÖKERTİLMİŞ AİLELER Mİ İSTİYORSUNUZ - 21/12/2024
Saptırılmış Hayatlar, Çökertilmiş Aileler mi İstiyorsunuz
MÜSLÜMANLARIN TEMSİL SORUNU VE GELECEK PERSPEKTİFLERİ - 13/11/2024
Müslümanların Temsil Sorunu ve Gelecek Perspektifleri
ORTALIK KOÇTAN GEÇİLMİYOR - 04/12/2023
Ortalık Koçtan Geçilmiyor
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi21
Bugün Toplam327
Toplam Ziyaret5937975
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI