• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Dr. Mehmet ÖZEL
mehmetozelli@hotmail.com
DÜNYALIK BİRİKTİRMEK İLE DÜNYAYI İMAR ETMEK ARASINDA MÜSLÜMAN
23/04/2018

“Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, demişti ya…”[1]

Yeryüzünde halife olmak, onu imar etmek, oranın imarı ile memur olmaktır. Dünyayı imar edecek, cennete layık bir varlıktır insan.

(Eğer bunu yapmazsa) onu aşağılık, sürüngenlerden bile daha aşağı bir varlığa çevireceğim.[2] O İnsan olduğunu hiç unutmayacak. O ne melek olabilir ne de hayvanlarla yarışır. O insandır. Hata yapar ama hatada ısrar etmez. Onun görevi imar etmektir, ihmal değil. Eğer imar etmezse ihmal eder.

İnsan çoğu zaman yanılır; Allah ona fazlalığı infak etmeyi emreder (afv)[3], o ise biriktirmeyi tercih eder. İhtiyacından çok fazlasını biriktirmeyi sever.  Çoğu zaman biriktirmeyi imar zanneder. Oysa biriktirmek, toplamak, yığın yapmak sürüngenlerin işiydi; Paylaşmak, dağıtmak, sevindirmek, hediye etmek ise halifenin, yani insanın. Tüketemeyeceğini toplamak, topladığını paylaşmamak, giyemeyeceğini almak, ona imrenmek insana yakışmazdı.

İnsana yakışan paylaşmaktır, temiz olmaktır, temizlemektir, pak olmaktır. Onun için İnsan imar eder. Eğer imar etmezse ihmal eder. İhmal eden; isyan eder. Biriktirir helal- haram demeden, sınır gözetmeden. Biriktirdikçe kaybeder.

Devletten geleni, milletten geleni, her şeyi tıpkı karınca gibi toplar. Basit ücretlere bile tamah eder. Tamahkârlığını saklamak için “hakkım canım, almayayım mı?” der. Çünkü onu tamah kuşatmıştır. O tamahkârlığı öyle bir kutsamıştır ki beş vakit namaza davet ettiği halde, sadaka ve zekât vermeyi ihmal eder, onu başkalarının işi sanır.

Kendi hastalığının farkında bile değildir. Zekât vermemekten, sadakasızlıktan kaynaklanan hastalığı, daha fazla dua ederek,  daha fazla namaz kılarak bastırabileceğini sanır ama olmaz. Zira mide ilacı ile göz hastalığını tedavi etmek ne kadar mantıksızsa, cimrilik hastalığını namazla tedavi etmek de o kadar mantıksızlıktır.

İnsan mutsuzdur, çünkü hastadır. Hastadır, çünkü ihmal etmiştir. İhmal etmiştir, çünkü yanılmıştır. Yanılmıştır, çünkü kendine yontmayı maharet zannetmiştir.

Onun görevi toplamak, yığmak değil “komşusu aç iken, tok yatmamaktır.”

Onun ümmeti olduğunu söylediği Peygamberi; “Bu buttan başka kurban etinin tamamını dağıttım” diyen Hz. Aişe annemize “ desene Aişe, bu buttan başka hepsi bize kaldı”[4] derken, o biriktirdiğinin kendine kaldığını sanmaktadır.

İhmal eden insan budur işte. O ihmal etmeyi imar sanır. O hep işine gelen ayeti okur. Allah: “Elinizi büsbütün de salmayın[5] demektedir” der ama aynı ayetin diğer kısmı olan “eli sıkı olma…”[6] emrini görmezden gelir.

O camiye yardım edin, cenneti kazanın diye başkalarına tavsiye ettiği halde kendi nefsini unutur.[7] Elini cebine atmaz. Elini cebine atmadan cennete gidebileceğine inanacak kadar gafildir. Çünkü o tamahkârlık hastalığına gark olmuştur. Onun için şeytan devreye girer ve kulağına “sen ilminle hizmet ediyorsun zaten” diyerek fısıldar.

Onlar, Kur’an eğitimi için adım atmazken, maaş söz konusu olunca, çoluk çocuk ailecek seferber olurlar. “Hem dünyasını hem de ahretini kurtarsın” diye de teselli ederler kendilerini.

Onlar, her adımlarını hizmet sanır ama her adımlarının hezimet olduğunu bilmezler.

Onlar, ücretsiz adım atmazken, bir karşılık da Allah’tan bekleyecek kadar tamahkârdır.

O, imarla ihmali, tasarrufla cimriliği, israfla infakı, sevmekle hırpalamayı, aşkla katli, hizmetle hezimeti birbirine karıştırmıştır. Zira o bencildir, beni merkeze koymuştur bir kere

O, hastadır ama mide ilacı ile gözü tedavi etmeye çalışmaktadır.

O, kendine yontmayı maharet sanır ama herkesin keserinin kendine yontabileceğini anlayamayacak kadar ahmaktır.

O bencildir, acelecidir, sabırsızdır, tamahkârdır, cimridir.

Ve o ihmali imar sanır…


[1] Bakara,30

[2] Tin,5

[3] Bakara, 219

[4] Tirmizi, Sıfatu’l- Kyame, 35

[5] İsra, 29

[6] İsra, 29

[7] Bakara ,44



1912 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KUR’AN’IN YAKILMASI, YERYÜZÜNDE TANRILAŞANLARIN HÜSRANI VE KÜRESEL DİRENİŞ - 03/02/2023
Kur’an’ın savunduğu hakikat ve değerler batıda onu tehdit edecek kadar dile gelmiştir ki kitleler ona dikkat kesilir ve yakar olmuştur. Yoksa mesela; Tipitaka’yı, Veda’yı, Avesta’yı, kimse yakmaz. Çünkü bunların kutsal kitap olduğu bile bilinmez.
KUL VE TAKDİR - 03/11/2020
Niyet kulluk ise, “insan kaderini yaşar” cümlesi ile “insan kaderini çizer” cümlesi arasında pek bir fark yoktur. Her ikisi de kulluğa götürür. Ama eğer niyet isyan ise; “kaderini yaşamak”, günahları Allah’a fatura etmeye sevk eder.
TARTIŞMALARIN ODAĞINDAKİ OKULLAR: İMAM-HATİP OKULLARI - 02/10/2020
İmam hatip okulları gerek (ön yargılı)dindar gerekse dine mesafeli kesimler tarafından ideolojik ve kategorik bir kadre tabi tutulmaktadırlar. Bu okulları aşan bir din eğitimi modeli önermedikçe, yapılan bu tip ithamlar ahlakî olmaz.
SÜNNET Mİ GELENEK Mİ? - 16/06/2020
Şunu da söylemeliyim ki kitap ve sünnet dinin kaynaklarıdır, gelenek ise dinin kaynağı değil, "kitap ve sünnetin nasıl yorumlamalıyız" sorusunun cevabıdır. Tenkide açık olmak kaydıyla, bu günkü sorunlarımızın çözümü için umut vaad etmektedir.
VİRÜSTEN Mİ, YOKSA KİRLERİMİZDEN Mİ ARINMALIYIZ? - 11/04/2020
Tam bu noktada, insan olarak karar vermeliyiz; kirlerimizden mi arınmalıyız, yoksa virüslerimizden mi? Bence kirlerimizden arınmazsak virüsten kesinlikle arınamayız.
KUR’AN-I ANLAMAK MÜMKÜN MÜ? - 03/08/2019
Eğer Kur’an-ı anlamaktan kasıt muradı ilahiye tekel uygulamak ya da muradı ilahiyi anlama ameliyesini yöntemsiz kılmak ise böyle bir anlama mümkün değildir ve faydalı da değildir.
SORU SORMAK SANATTIR YA DA KISSADAN HİSSE - 16/07/2019
Aynı zamanda kıssanın kendisi zaten bir hisse barındırır. Onun için sen kıssayı anlat, isteyen hissesini alır.
AHLAK EĞİTİMİ ÜZERİNE - 10/07/2019
Sonuç olarak genel geçer bir ahlaki sisteme sahip olmadığımız gibi, eskileri bir kenara atmayı aydınlanmacılık kabul eden hastalıklı bir zihinle de karşı karşıyayız.
HANGİ NİMET DAHA BÜYÜK? - 21/05/2019
“En büyük nimet hangisi?” derlerse, “bana küçüğünü söyle ki ben de büyüğünü söyleyeyim” demelisin.
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi16
Bugün Toplam2109
Toplam Ziyaret4773342
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI